İmkânsızlıklarla kışa hazırlık!

Kış mevsimine yaklaşılmasıyla birlikte barınma, ısınma ve gıda gibi temel ihtiyaçlarını karşılama telaşına düşen yurttaşlar, hazırlıklarına başladı. Özellikle yağışların başlaması üzerine çatılara branda çektiren yurttaşlar, hummalı bir şekilde evlerini tamirden geçiriyor. Bazı yurttaşlar ise, toprak evlerinin çatısını harçtan geçiriyor. Çatısına topraktan yaptığı harçla tamirat yapan yurttaşlardan İsmet Bayar, evlerin dökülmeye müsait olduğu kadar ısıtmayı da sağladığını söyledi. Yaşanan deprem felaketinden sonra, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan ağır hasarlı evlerine karşılık TOKİ'den ev verilen; fakat bir türlü evlerinin tamamlanmadığını söyleyen Bayar, "Bize ev çıkmıştı ama vermediler. Henüz tamamlanmadığını ve elektrik, su gibi ihtiyaçların karşılanması için gerekli altyapıyı oluşturamadıklarını söylediler. İki yıldır bekliyoruz. Biz de bu kışı burada geçireceğimiz için kışa hazırlık yapıyoruz. Topraktan harç yapıyoruz. Kışın idare ediyor, bizi sıcak tutuyor; ama bahar aylarında su damlatıyor. Benim altı tane çocuğum okuyor. Yeterince maddi durumum olmadığı için kısıtlı imkânlarla evi tamir edip, kışa hazırlanıyoruz. Topraktan yapılan ev çok sıcak tutar ama toprak bir zamandan sonra eriyebiliyor" dedi.

Ali Örgen isimli yurttaş ise, evinin çatısına çektiği branda ile bahar aylarındaki su damlamalarını engellemeye çalıştığını belirterek, maddi imkanları el verdiği kadar kış hazırlıklarını yaptığını söyledi.

Sobacılar en iyi ürünlerini satışa çıkartıyor

Kış hazırlıklarına başlayan yurttaşların bir diğer adresi olan sobalar, her sene değişik modellerle halkın ihtiyaçlarını karşılayan tercihlerden biri. Sobacı esnaflarından olan Salih Taşkın, soba üretimi ve satışlarının eskisi kadar iyi olmasa da çeşitli modellerle alıcının zevkine sunularak devam ettirilebildiğini söyledi. Sobacılığın eski bir meslek olduğunu belirten Taşkın, sadece meslek olarak değil el sanatı da olduğunu kaydetti. Taşkın, soba üretiminin yıl içinde fazla olmasına rağmen yalnızca soğuk aylarda satışının gerçekleştiğini söyledi.

'Doğallık yavaş yavaş ölüyor'

Soba satışlarının eskisi kadar iyi olmamasıyla beraber eski köy kültürünün yok olmasından söz eden Taşkın, modern yaşamın getirilerinden olan apartman yaşam tarzının sobalara ilginin azaldığını, kaloriferin daha çok tercih edildiğini söyledi. Isınma ihtiyacının kolay karşılanmasını sağlandığı için kalorifer kullanımının artmasını insan sağlığı açısından da tehlikeli olduğunu söyleyen Taşkın, "Bir yerleşim yerinin nüfusu artınca, apartmanlaşma da artıyor. Kaloriferler kullanılmaya başlandığından beri insanlarda kulak burun boğaz rahatsızlıkları artmaya başladı. Soba kullanımı azaldı. Modern yaşam tarzı birçok değeri öldürdü. Eskisi gibi köy kültürü ve doğal yaşam tarzı yok. Mahalle aralarında kurulan pazarlar bile marketleşmelerle yok olmaya başladı" dedi. DİHA