Türk: Ortadoğu barışı için Kürtlerin birliği gerekli

Çetelerin saldırıyla Kürtler üzerinde yürütülen siyasetin gelecekte tüm Ortadoğu halkları üzerinde kaos oluşturacağı uyarısında bulunan Türk, "El-Nusra'nın saldırılarından korkmuyorum, Esad'ın da saldırılarından bir korkum yok. Ben Kürt siyasetinin karşı karşıya getirilmesinden korkuyorum" dedi.

Kürt Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi toplantılarına katılmak için Hewler'de bulunan DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürt Ulusal Kongresi'nin ve Rojava'nın durumuna ilişkin DİHA'ya değerlendirmelerde bulundu. Kürt Ulusal Kongresi'nin Kürdistan'ın dört parçası için ve tüm Kürdistanlılar için çok fazla önem arz ettiğini söyleyen Türk, Kürt partileri arasında birliğin sağlanması için iyi bir diyalog zemininin oluştuğunu ve bu konuda zengin çalışmaların yürütüldüğünü dile getirdi. Özellikle Kürtlerin yaşadığı devletlerin Kürt Ulusal Kongresi hazırlıklarını çok yakından takip ettiklerine dikkat çeken Türk, "Kürt halkının eşitliği, halkların eşitliğidir. Kürt halkının siyaseti, tüm halkların kardeşlik siyasetidir. Biz, tüm Ortadoğu halklarının eşit ve kardeşçe bir siyaset yürütmesini istiyoruz. Yeni ve demokratik bir yaşam sürdürmelerini istiyoruz. Kürt halkı; Türk, Fars ve Arap halklarının düşmanı değildir" dedi.

'Tüm Kürtlerin kaderi birbiriyle bağlantılı'

"Kürt halkı özgürleştirse Araplarla, Farslarla daha fazla ilişki kurabilir ve bu ilişkiler üzerinden Kürtler ile Arap ve Farslar arasında kardeşlik ilişkisi geliştirilebilir. Yine demokrasi yoluyla yenilikler yapılabilir. Yalnız onlar Kürtlerin düşüncelerini birer tehlike olarak görürlerse eğer, bu durum sadece Kürtlere zarar vermez, kendi halklarına da zarar verir" diyen Türk, bu yeni dönemde Ortadoğu genelinde barış ve huzurun gelişebilmesi için herşeyden önce Kürtlerin kendi aralarında barışı ve huzuru temin etmesi gerektiğini dile getirdi. Egemen devlet ve halkların Kürtleri tarih boyunca hep bir tehlike odağı ve hiçbir zaman hak sahibi görmediğine vurgu yapan Türk, şu değerlendirmelerde bulundu: "Rojava'nın, Kuzeyin kaderi ve tüm Kürtlerin kaderi birbiriyle bağlantılıdır. Rojava'nın direnişi kırılırsa Kuzey Kürdistan da bundan büyük bir zarar görecek ve çalışmaları sekteye uğrayacaktır. Bu görüş ve inançla yürümemiz gerekir."

'Prensipler üzerinde çalışma yürütmeli'

Bu görüş ve inanç bugün hala tam oluşmadığı için Türk ve Arap devletlerinin Rojava'da Cephet el Nusra gibi bir çete odağını desteklediğine dikkat çeken Türk, bu çete odaklarının ileride Türk ve Arap halkları için bir tehlike odağı haline geleceği uyarısında bulundu. "Çetelerin saldırılarıyla Kürtler üzerinde yürütülen siyaset gelecekte tüm halklar üzerinde kaos oluşturacaktır" diyen Türk, şunları söyledi: "Bugün Rojava'da bir Kürt Yüksek Konseyi oluşturuldu. Eksiklikleri olmuş olabilir; ama hepimizin bu Konsey'in içinde yer alması ve esas çalışmalar üzerinde çalışması yürütmesi gerekmektedir. Siyasetin ve partilerin çıkarlarını Kürt halkının çıkarlarına tercih etmemeliyiz. Eğer biz kendi parti çıkarlarımız için bakarsak, gerçekten de geleceğimiz çok kötü olacak. O açıdan herkes bu dönemde Rojava siyaseti, Rojava'daki partiler ortak bir paydada çalışmalarını yürütmeli ve esas noktalar üzerinde çalışmalarını sürdürmelidirler. Günlük değil, esas prensipler üzerinde çalışma yürütmelidirler."

'Kürt siyasetinin karşı karşıya gelmesinden korkuyorum'

Federal Kürdistan Bölgesi ile Rojava arasındaki sınır kapısının aylardır kapalı tutulmasını yanlış bir siyaset olarak yorumlayan Türk, devam etmesi durumunda bu siyasetin Kürtlerin birliğini bozacağı uyarısında bulundu. Bölgesel hükümetin bu siyaseti terk etmesi gerektiğini söyleyen Türk, "Biz yıllardır Türk devletiyle sınırları açması için mücadele ediyoruz; ama Kürtler Kürtlere karşı sınırları kapattığında bu ilginç bir durum oluyor. Kürtler bu siyaseti sahiplenemezler, koruyamazlar" diye konuştu. Kürt Ulusal Kongresi'nin hangi parçanın çıkarı neyi gerektiriyorsa ona göre hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Türk, şu ana kadar Kürt partilerinin Rojava siyasetinde ortaklaşamadıkları ve bu siyasetin Rojava'da Kürtlerin ortak çıkarlarına zarar verdiğini belirtti. Türk, "Biz savaş olmasından yana değiliz. Ama bugün El-Nusra, Esad ve diğer güçler Kürtleri kuşatmak istiyorlar. Bu yüzden de biz bunu önlemek için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Yani böyle bir siyaset yürütmemiz gerekiyor. Ama her şeyden önce ben El-Nusra'nın saldırılarından korkmuyorum, Esad'ın da saldırılarından bir korkum yok; ama ben Kürt siyasetinin karşı karşıya getirilmesinden korkuyorum. Bu büyük bir tehlikedir."

'Diğer parçalar Rojava'ya özeleştiri vermeli'

Kürdistan'ın her dört parçasında yürütülen özgürlük mücadelesi için Rojava halkının büyük emek ve çaba harcadığı hatırlatmasında bulunan Türk, ama maalesef Rojava halkının diğer parçalarının desteğine ihtiyaç duyduğu bu günlerde bu parçaların Rojava halkına yeterince destek olmadığını dile getirdi. Türk, şunları söyledi: "Bugün Rojava'da bir savaş var, engellemeler var. Ekonomik, siyasal açıdan Kuzey Kürdistan'a çok fazla ihtiyaçları var. Ama Kuzey Kürdistan halkı bu konuda rolünü tam olarak oynamamıştır. Bu konuda çok fazla eksikliklerimiz var. Örneğin sınırların kapalı olması konusunda Afrin ve Kobani'ye yardım gönderme konusunda yaşadığımız zorlanmalar oldu. El-Nusra çeteleri sınırda yardım gönderme çalışmalarına engellemeler çıkardılar. Ama bugün Kuzey Kürdistan'dan Rojava'ya gönderilen yardımların çok iyi olduğunu, istediğimiz gibi olduğunu söyleyemeyiz."DİHA