Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayında düzenlenen Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Kurulunda konuştu.
Erdoğanın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Ulusal bütünlüğüne taarruzdur
Bugün bile ürkenler var, korkanlar var, bu paralel yapının aslında neye, kime taarruz ettiğini tam olarak anlamayanlar, idrak edemeyenler var. Bu yapı, benim şahsımdan ziyade öncelikle Türkiyenin ulusal güvenliğine, ulusal bütünlüğüne taarruz etmiştir.
İşte geçenlerde gördünüz. Cumhurbaşkanının, Başbakanın, bakanların, AnayasaMahkemesinin, Genelkurmayın, bütün kuvvet komutanlarının telefonlarını dinlemek ne demek? Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir sivil toplum örgütü veya onun içinde barınanlar böyle bir şeyi nasıl yapabilir? Bu, vatana ihanet değil de nedir? Bu bir ajanlık değil de nedir?
Tahşiye Operasyonu
Şimdi özgür basın diye feryat ediyorlar, değil mi? İşte Tahşiye Operasyonu diyerek, kitaplara el koyan, kitapları suç, delil olarak kullanan, bizzat bunların kendisiydi. Basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz, Tahşiye Operasyonu diye yaptığınız operasyonun altında kimler yatıyordu? Yazarlar, çizerler, orada kitapları olan birçok insan vardı. Bunlar gittiler 16, 17 ay içeride yattılar. Bunu neyle izah edeceksiniz? Onlar yazardı. Niye onlara bu şekilde yalanla, iftirayla saldırdınız?
Bütün bu ortaya çıkan gerçeklerden, bütün bu ortaya dökülen pisliklerden sonra samimi insanların hala o çatı altında durmasının hiçbir mazereti olamaz. Acaba bu devlet, bu hükümet neden bu kadar açık ve net olarak bu tavrı koyuyor? diye kendi kendilerine bu soruyu sormaları lazım.
MOSSADla iş birliği
Paralel yapının tabanındaki samimi insanlar, bu yapının kimlerle işbirliği yaptığını, kimlerle yan yana geldiğini, kimlerle aynı karede fotoğraf verdiğini lütfen görsünler ve bu gidişi sorgulasınlar. Hala bu yapının MOSSADla iş birliği tuttuğunu göremiyorlarsa yazıklar olsun. Çünkü her şey çok açık, net ortada.
TÜSİAD
Paralel yapı ile iş tutan başka çevreler de var. Türkiyenin en büyük işveren derneği durumunda olan, kısa zaman önce görevi bırakan başkanı Ben bir paralel devlet görmüyorum dedi. Aslında bal gibi görüyor da bunu söylemek işine gelmiyor.
Kim bilir belki onunla ilgili de şantajı, montajı vardır. Sen bu ülkenin cumhurbaşkanına saygısızlık yaparsan bunun cevabını öyle veya böyle alırsın. Bunlar bir iki kere değil defalarca oldu. Her defasında acaba düzelirler mi gayreti içinde olduk. Olmadı. Bunlar 24 saat içinde hükümet devirir, hükümet kurarlardı. Bu devirler eski Türkiyede var. Bunlar işine geleni görürler, gelmeyeni görmezler
Bunların huyudur. Yerli, milli olanı görürler, üzerine giderler ama gayrimilli olanı asla görmezler, görmezden gelirler. Kendi çarkları dönüyorsa Türkiye batmış bunların umurunda olmaz. Kendi çarklarını döndürmek için Türkiyeyi bataklığa sürüklemekten de hiç ama hiç çekinmezler.
İşte paralel yapı konusunda da bizi hiç şaşırtmadılar. Neymiş muhatapları cumhurbaşkanı değilmiş. Sen kimsin ya? Sen kimsin? Bu fakiri milleti muhatap görmüş sen beni muhatap görsen ne yazar görmesen ne yazar.
7 Haziran seçimleri
Yeni Anayasanın ne büyük ihtiyaç olduğunu görmeliyiz. Bunun içinde yeni Türkiye hedefi var. Hızı artıracak sistem değişikliğine ihtiyaç var. Sistem değişikliği ayaklarımızı prangalardan kurtaracak. 7 Haziran Türkiyenin kırılma noktasıdır.
400ü alan iktidar yeni Türkiyenin temel taşlarını döşeyecektir. Bunu böyle görmemiz lazım. 2011de yeni anayasa ihtiyacını hazırlattım. En önemli başlıklardan biri başkanlık sistemi. Hızlı gitmek, seri kararlar almamız lazım.