Danimarkada yayımlanan Information gazetesi, Snowdena dayandırdığı belgelere göre, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi'nin (NSA) Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün de katıldığı 2009 Kopenhag İklim Zirvesinde birçok ülkeyi dinlediğini iddia etti
Milliyet gazetesinden İrfan Kurtulmuşun haberine göre, ABD Ulusal Güvenlik Dairesinin (NSA), 2009da Danimarkanın başkenti Kopenhagda yapılan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün de gittiği, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP 15e katılan birçok ülkenin hazırlıklarını dinlediği öne sürüldü. Danimarkanın Information gazetesinin manşetinde yer verilen haberde Türkiyenin dinlenen ülkeler arasında olup olmadığı belirtilmedi. Gazete geçen yıl milyonlarca kişiyi gizlice dinlediğine dair skandallarla gündeme gelen NSAnın belgelerini sızıntı teknisyeni Edward Snowdendan elde etti.
Buna göre Kopenhagın kongre merkezi Bella Centerde Aralık 2009da gerçekleşen COP 15 öncesinde başta ev sahibi Danimarka olmak üzere birçok ülkenin zirveyle ilgili yaptıkları hazırlıkların dinlendiği öne sürüldü. Ayrıca dinlemenin zirve boyunca devam etmesi sonucunda ABDnin yapılan müzakerelerde istediğini elde ettiği iddia ediliyor. ABD Başkanı Barack Obamanın zirvenin son günü olan 18 Aralıkta bazı önde gelen Batılı liderlerle yaptığı kriz toplantısında diğer ülkelerin iklim müzakerelerindeki pozisyonlarından önceden haberdar olduğu belirtildi.
Belgede ayrıca, 2009un Kasım ayı sonunda hazırlanan bir rapordan bahsedildi. Bu raporda, Çinin Hindistan ile birlikte kendi pozisyonunu koordine etmek ve gelişmekte olan ülkelerin iki lideri olarak zirvede aynı sonucu almak için birlikte çalıştıklarına vurgu yapıldı. Eski Hindistan Çevre Bakanı Jalram Ramesh ise The Guardiana yaptığı açıklamada, ABD tarafından dinlendikleri iddiaları karşısında kızgın olduğunu belirtti. COP 15 zirvesi müzakerelerinde kilit isimlerden biri olan BMnin eski iklim değişikliği dairesi başkanı Yvo de Boer de iddialarla ilgili olarak Information gazetesine konuştu. Boer gazeteye yaptığı açıklamada, zirve öncesinde veya esnasında dinleme konusuyla ilgili doğrudan bir bilgisinin olmadığını söyledi.