İçişleri Bakanlığı'nın Danıştay'a Budak'ın görevden alınması yönündeki istemine ret kararı verilmesine rağmen görevine iade edilmeyen Budak, "Kürt siyasal hareketi ve temsilcilerinin tasfiye edilmesi için düşman hukuku uygulanıyor. Şahsıma uygulanan bu adaletsizlik aynı zamanda Cizre halkının iradesinin gasp edilmesidir. İçişleri Bakanlığı bir an evvel bu siyasi gasp olayına son vermelidir" dedi.
"KCK Ana Davası" kapsamında 24 Aralık 2009 tarihinde tutuklanan Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak'ın Danıştay kararı olmadan görevden alındığı ortaya çıktı. Skandal kararın alınmasına giden süreç Budak'ın 21 Mart 2007 tarihinde Cizre Newroz'unda yaptığı bir konuşma nedeni ile başladı. Budak, hakkında Newroz'da yaptığı konuşma nedeni ile Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Budak'a 25 Mart 2008 tarihinde 5237 sayılı TCK'nun 62/1 maddesi gereği "Örgüt propagandası yaptığı" iddiasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezası verilirken, 5237 sayılı TCK'nun 53/1 maddesi gereğince de Budak'ın görevden alınması yönünde karar verildi. İçişleri Bakanlığı da mahkemenin verdiği kararın ardından Danıştay 8. Dairesi'ne 24.04.2012 tarih ve 53098 sayılı yazı ile Budak'ın belediye başkanlığının düşürülmesi hususunda gereğinin yapılmasını istedi.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Belediye Başkanlığının sona ermesi" başlıklı 44. Maddesinin 2. Fıkrasının (b) bendinde; "Belediye başkanının, seçilme yeteneğini kaybetmesi durumunda, İçişleri Bakanlığı'nın başvurusu üzerine Danıştay kararı ile başkanlık sıfatının sona ereceği" yönünde kesin hüküm verilmesine rağmen dönemin Cizre Kaymakamı Mehmet Ali Sağlam, Danıştay kararını beklemeden Şubat 2012 tarihinde Budak'ın görevden alındığına dair resmi yazıyı keyfi bir şekilde Cizre Belediyesi'ne tebliğ etti. Skandallar silsilesi bununla bitmekle kalmadı. Kaymakam'ın verdiği görevden alma kararının üzerinden 40 geçtikten sonra İçişleri Bakanlığı, Budak ve 5 Belediye Meclis üyesi hakkında geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırma kararı verdi. Bakanlığın verdiği karar şu anlama geliyor: Budak, henüz görevden alınmamış, geçici olarak görevden uzaklaştırılmış. Görevden uzaklaştırma kararı İçişleri Bakanlığı'nın tasarrufunda olup iki ayda bir gözden geçirilir.
3. Yargı paketi ile ceza ertelendi
Kamuoyunda 3. Yargı Paketi olarak bilinen ve 5 Temmuz 2012 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki Değişiklik" ile Budak'ın cezası ertelendi. Söz konusu kararda hak mahrumiyeti olmadığından Budak'ın görevden alınmasına dair herhangi bir karar da mahkeme tarafından verilmedi.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi bu kanuna göre yapılan başvuru neticesinde Aydın Budak hakkında verilen 2007/233 esas ve 2008/87 karar sayılı "Mahkumiyet Hükmünün İnfazının Ertelenmesine" dair 06 Ağustos 2012 günlü ek karar tesis etmiş ve bu karar 13 Aralık 2012 günü kesinlemişti.
'Belediye başkanlığının düşürülme istemine ret'
İçişleri Bakanlığı, 24 Nisan 2012 tarihinde Budak'ın görevden düşürülmesi istemi ile Danıştay 8. Dairesi'ne başvuruda bulundu. Danıştay 8. Dairesi verdiği kararda şu değerlendirmede bulundu: "İnfazı ertelenen kişi hakkında mahkumiyete bağlı olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğurmayacağı dikkate alındığında seçilme yeterliğini kaybettiğinden söz etmeye olanak bulunmamaktadır". Böylece Danıştay, İçişleri Bakanlığı'nın Budak'ın 5393 sayılı Kanunu'nun 44/b maddesi hükmü uyarınca belediye başkanlığının düşürülmesi isteminin reddine karar verdi.
Anayasanın 138'inci maddesinde "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararların uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez" yönünde açık bir ifade olmasına rağmen İçişleri Bakanlığı Budak'a görevini iade etmedi. Budak'ın, avukatları aracılığı defalarca İçişleri Bakanlığı'na yaptığı başvuru da sonuçsuz kaldı.
'Düşman hukuku uygulanıyor'
Tutuklu bulunduğu Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden ailesi aracılığı ile açıklamada bulunan Budak, siyasi soykırım yapan AKP Hükümeti'nin "KCK" operasyonlarında kendini yargı yerine bıraktığı gibi atadığı mülki amirlerin de bu siyasi pervasızlıktan cesaret alarak kendilerini yargı yerine koyduğunu söyledi. "Anayasa'da belediye başkanlığının İçişleri Bakanlığı'nın başvurusu ve Danıştay'ın onayı ile düşürülebileceği yönünde kesin hüküm olmasına rağmen Kaymakam hangi yetkiye dayanarak beni görevden alabiliyor?" diye soran Budak, şu açıklamada bulundu: "Kürt siyasal hareketi ve temsilcilerinin tasfiye edilmesi için düşman hukuku uygulanıyor. Danıştay 8. Dairesi verdiği kararında belediye başkanlığının düşürülmesi istemini reddetmesine rağmen, İçişleri Bakanlığı hiçbir hukuki dayanağı olmadan bu hukuksuzluğun sürdürülmesini bilerek ve isteyerek uzatıyor. Yaptığımız bütün başvurular neticesiz kaldı. Şahsıma uygulanan bu adaletsizlik aynı zamanda Cizre halkının iradesinin gasp edilmesidir. İçişleri Bakanlığı bir an evvel bu siyasi gasp olayına son vermelidir."DİHA
Güncel Haberleri
Sağlık Bakanlığı kura sonuçları açıklandı: Hakkari’de göreve başlayacak isimler belli oldu
DEM Parti Yüksekova İlçe Örgütü Önder İçin Taziye Kurdu
Selahattin Demirtaş'tan Sırrı Süreyya Önder mesajı: Her daim kıymetlimizsin
Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti
Hastaneden Önder açıklaması: "Hayati tehlikesi artarak devam ediyor"