Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 14 Temmuz Ölüm Orucu Direnişinin 32. yıldönümüne ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, cumhuriyet tarihi boyunca inkar ve imha politikalarına tabi tutulan Kürt halkının, buna karşı tarihi direnişler geliştirdiğini belirtti. Şeyh Saitlerden Seyit Rızalara, Alişerlerden İhsan Nurilere kadar gösterilen direniş halkına Amed zindan direnişinin de eklendiğini ifade etti.
Kürt halkına karşı yıllardan beri uygulanan inkar ve imha politikalarının 12 Eylül faşist cuntası ile en vahşi noktaya getirildiği belirtilen DTK açıklamasında, Tüm Türkiye toplumunu tek tipleştirmek isteyen faşist 12 Eylül rejimi, Kürt halkının varlığını ise tarih sahnesinde silmeyi temel hedefi haline getirmişti. Bu insanlık dışı politikalarının ilk uygulama alanı Amed zindanı olmuştu. Bu vahşete karşı Mazlum Doğanla başlayan direniş dalgası, 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu ile toplumsal direnişe dönüşmüştür dedi.
14 Temmuzda başlayan Büyük Ölüm Orucu boyunca büyük enternasyonalist, Kürt ve Türk halklarının eşit, özgür yaşama umudunu şahsında barındıran Kemal Pir başta olmak üzere, Kürt halkının en seçkin yiğit evlatlarından olan M.Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçeki saygıyla onurla ve minnetle anıyoruz denilen açıklamada, bu direnişin aynı zamanda halkların demokratik ve özgürlük mücadelesinin mayası olduğu belirtildi.
Direnmek Yaşamaktır, felsefesiyle inkâr imha politikalarını boşa çıkaran Kürt halkı bugün Rojavada yok edilmek istendiği kaydedilen açıklamada şunlara yer verildi: Rojavaya yapılan saldırı tüm Kürt halkının varlığına ve kazanımlarına yönelik yapılan saldırılardır. Kürt halkı varlığına kazanımlarına yönelik yapılan saldırılara karşı dün olduğu gibi bugünde kahramanca tarihi direnişle gereken yanıtı verecektir. Rojavaya sahiplenmek, mücadele etmek, direnmek Kemallerin, Hayrilerin anısına bağlı olmanın ifadesi olacaktır.
DTK olarak bir kez daha 14 Temmuz direnişçilerini saygıyla anarken, tüm Kürt halkını seçkin evlatlarının gösterdiği yolda, ulusal birlik ruhuyla bu sürece dâhil olmaya ve Rojavaya sahip çıkmaya çağırıyoruz.