CÜNEYT ÖZDEMİR - RADİKAL
Bildiğiniz gibi köşkte tek başına yaşayan bir Cumhurbaşkanımız var. İşte o Cumhurbaşkanımız geçen gün yanına basın danışmanı Ahmet Severin sevdiği gazetecileri alıp Romaya gitti. Nasıl yani demeyin. Başbakana uygulanan fanus basın protokolü ne yazık ki köşkte de geçerli. Cumhurbaşkanını hayatınızda bir kez olsun eleştirdiyseniz ya da mesleki nedenlerden dolayı Ahmet Sever ile geçmişte ters düştüyseniz bir daha köşkün kapısından içeri başınızı bile uzatamıyorsunuz. Neyse ki gerçekleri görüp yazabilmek için başbakanların, cumhurbaşkanlarının yamacına sığınmaya gerek yok. Bu yüzden gelelim asıl meseleye
Ne diyorduk Cumhurbaşkanı Romaya gitti. Dönüşte de her zaman olduğu gibi Twitterdan izlenimlerini fotoğraflarla paylaştı. Şöyle de bir twit attı: Şehrin yüzlerce yıllık ihtişamlı binaları, meydanları, sokakları öyle korunmuş ki ne bir gökdelen ne de bir AVM var.
Cumhurbaşkanının yaptığı bu göndermeyi pek çok kişi İstanbul ile Roma arasındaki kıyaslama olarak algıladı. Anlaşılan Cumhurbaşkanının nasıl da duyarlı bir gönderme yaptığını düşündüğü için 8679 kişi de retweetlemiş.
İlk okuduğunuzda kulağa gayet hoş geliyor gelmesine ancak İstanbulun bu hale gelmesinde acaba Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gerçekten bu tweeti atabilecek kadar masum mu?
Bugüne kadar Meclisten geçirilen onlarca torba yasaya sıkıştırılmış imar değişikliklerini bir dakika bile masasının üzerinde bekletmeden kim onayladı da yürürlüğe girdi sahi? Bugün sızdırılan yolsuzluk soruşturmalarında öylesine dehşet konuşmalar duyuyoruz ki Cumhurbaşkanı Gülün deyişi ile İnsan gerçekten hayret ediyor. Zira bazıları imar değişiklikleri için adam ayarlayıp bir iki defalık yolsuzluk yapmamışlar, torba yasa denilen garabete madde ekletip kanun çıkartmışlar. Yolsuzluk için imar kanunlarını değiştirmişler yahu
İddianın büyüklüğüne bakar mısınız?
Peki kim imzalamış bu kanunları?
Biz bu köşeden İstanbulda AVM sayıları müze sayısını geçti diye yazarken Cumhurbaşkanı Gülün sahi aklı neredeydi acaba?
Roma Belediye Başkanı, Gülü ofisinin balkonuna çıkartıp Romayı gösterip bilgi vermiş. Gül twit atıyor: Yüzyıl önceki fotoğraflardaki Romanın bugünden tek farkı, yollarında otomobiller yerine at arabalarının olması.
Acaba o tarihi kim ne pahasına korumuş hiç merak etmiş mi? Keşke yasaların nasıl işlediğini ya da siyasetçilerin bununla nasıl mücadele ettiğini de sorsaydı. Hazır gitmişken yolsuzluklarla mücadele eden ünlü savcı Di Pietro ile de bir 10 dakika geçirseydi keşke. Faydalı olmaz mıydı!
Yıllar içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün siyaset sahnesinden uzak durması sanki ona hükümetin icraatlarından bağımsız, dokunulmaz hatta daha demokrat bir imaj havasını yarattı. Oysa aslına bakarsanız uygulamada durum hiç de böyle olmadı. Tam tersi Ahmet Necdet Sezere yapılan Çankaya Noteri yakıştırmasının ne kadar da haksız olduğunu kanıtlayan bir performans sergiledi. Önüne gelen hemen hiçbir yasa geri gönderilmedi. Birkaç mırın kırın, bir iki basın demeci, hatta Ahmet Sever üzerinden mesajlar gitti geldi ama Abdullah Gül tek bir kez hükümetin karşısında dik durmadı. Gelen yasaları imzalamam arkadaş demedi. Bugün İstanbulun hali böylesine ortadaysa ne yazık ki İtalyan Cumhurbaşkanına gösterilecek bir İstanbul silueti bile kalmadıysa bunda Abdullah Gülün de payı var. Hiç öyle Başbakana, Belediye Başkanına laf sokuşturan twitler atıp bu işin içinden sıyrılamaz.
Cumhurbaşkanının işlevsizliği o kadar çok test edildi ki artık herhangi bir siyasi krizde beyhude bir Cumhurbaşkanı krize el koysun çağrısı yapıldığında bana bir gülme geliyor. Nasıl gelmesin dönüp bakın el konulan tek bir kriz hükümetin aleyhine sonuçlanmış mı?
Bütün bunları yazmamın nedeni Cumuhrubaşkanının seçimler öncesinde son bir teste daha tabi tutulacak olması.
Hükümet bildiğiniz gibi internete ağır bir sansür yasası getiriyor. Bu, öyle bir yasa ki Türkiyede internet özgürlüğü denilen ne varsa rafa kaldırıyor. Hükümetin çok şikâyet ettiği atanmışları, yargının ve seçilmişlerin üzerine taşıyor. Böyle bir sansürü yıllarca Brükselde yaşayan Ahmet Sever de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de pekâlâ bilir ki Avrupa Birliğine üye hiçbir ülkede göremezsiniz.
O yüzden Cumhurbaşkanına bir çift sözüm var: Sayın Abdullah Gül tamam bugüne kadar hükümet ne gönderdiyse he dediniz, sessiz kaldınız; imzayı bastınız. Türkiyedeki hayati kriz anlarında Gezi Parkı dahil yumuşak güç gibi görünüp bir iki toplantı ve demeç ile durumu geçiştirdiniz. Bugün dünya sizin interneti en iyi kullanan siyasi liderlerden biri olarak gösteriyor. Hepsini geçtim, sadece Twitterdaki 4.330.000 takipçiniz hatırına önünüze gelecek internet yasasını imzalamayın. O koltuğu bırakmadan önce bunca yıl sonra bari bir kez, tek bir kez dik durun. İnternet yasaklarına karşı durun. En azından bunu yapın.
Yukarıdaki satırları yazdım yazmasına ama inanın yazdıklarıma ben bile inanmıyorum.
Artık şunu çok iyi biliyorum ki özgürlüklerimize sahip çıkmak için bizim bizden başka dostumuz yok.
Öyleyse yıkıl Roma!
Güncel Haberleri
Sağlık Bakanlığı kura sonuçları açıklandı: Hakkari’de göreve başlayacak isimler belli oldu
DEM Parti Yüksekova İlçe Örgütü Önder İçin Taziye Kurdu
Selahattin Demirtaş'tan Sırrı Süreyya Önder mesajı: Her daim kıymetlimizsin
Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti
Hastaneden Önder açıklaması: "Hayati tehlikesi artarak devam ediyor"