Kan Davalı Aşiretler Barıştı

Van’da uzun zamandır aralarında kan davası olan Brukan ve Pinyaniş aşiretlerine mensup Ahenk ile Tayan aileleri barıştı.

Van’ın Başkale ilçesinden Gürpınar İlçesi’nin Yolaşan Mahallesi’ne çobanlık yapmak için gelen Pinyaniş Aşireti’ne mensup Rüştü Tayan ile Beşçatak Mahallesi’nde çobanlık yapan Brukan Aşireti’ne mensup Osman Ahenk arasında yaylada başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Pinyaniş aşiretine mensup Tayan’ın yanında taşıdığı av tüfeği ile Ahenk’e ateş etti. Ahenk’ın olay yerinde hayatını kaybetmesi ile başlayan ve yaklaşık 2 yıldır devam eden kan davası barış ile sonlandırıldı.

AİLE BÜYÜKLERİ YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Ahenk ve Tayan aileleri arasında sağlanan barış törenine Brukan Aşiretinin ileri gelenlerinden Halit Kartal, Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, Tuşba Belediye Meclis Üyeleri Arif Oflas ve Zeki Yatkın ile Pinyaniş Aşiretinin ileri gelenlerinden Osman Zeydan ve Başkale ilçesinin ileri gelenlerinden İbrahim Kaya’nın oğlu İlhan Kaya’nın da aralarında bulunduğu yaklaşık bin kişi katıldı. Beşçatak Mahallesi’nde verilen barış yemeğinde bir araya gelen her iki aşiretin ileri gelenleri, yemekte birer konuşma yaparak barışın önemine vurgu yaptılar. Yapılan konuşmaların ardından iki aşiretin büyükleri arasında barış sağlandı. Alenk ve Tayan aile fertlerinin kucaklaşıp helalleşmesinin ardından taraflar hep beraber yemek yediler.

“KAN DAVASI CAHİLİYET DÖNEMİNE DAYANAN BİR UYGULAMADIR”

Sağlanan barışın ardından konuşan Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, kan davasının kökünün cahiliye dönemine dayanan ve İslâm tarafından tamamen reddedilip ortadan kaldırılan çağdışı bir uygulama olduğunu belirtti. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) peygamberlik çerçevesinde yaptığı en önemli uygulamalardan birinin de kan davalarını ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özgökçe, “Çünkü kan davaları toplumun düzenini, huzurunu, birlik ve beraberliğini bozmaktadır. Yüce dinimiz ‘Mü’minler sadece kardeştirler’ ilkesini getirirken kan davaları bunun tam aksine, insanlar arasında fitne, fesat tohumlarını ekmektedir. Burada insanlığa örnek olması gereken durumu zikretmekte yarar vardır. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah kalplerinizi birbirine ısındırmış ve onun lütfu ile kardeş oluvermiştiniz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oraya düşmekten de sizi O kurtarmıştı. Allah size âyetlerini böylece açıklıyor, ta ki doğru yola eresiniz” Dedi.

“İSLÂMİYETİ KABUL EDEN KİŞİ İSLAMİYETİ TAM YAŞAMALI”

Bir taraftan İslâm’ı kabul ettiğini iddia edip diğer taraftan İslâm’dan önceki cahiliye adetlerini uygulayan bir kimse, açık bir çelişki içinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özgökçe, “İslâmiyeti kabul eden kişi, İslamiyeti tam yaşamalı ve ona göre hareket etmelidir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.), kendisinin getirdiği dini yani İslâm’ı içine sindirmeyen kimsenin Mü’min sayılmayacağını ifade etmektedir. Evet, bir yandan iman edip bir yandan da kendisi gibi iman eden birini haksız yere öldüren bir kişinin, imanı içine sindirdiğini, hazmettiğini söylemek mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Her iki aşiretten yaklaşık bin kişinin katıldığı barış yemeğinin hazırlanması için ise 11 koç kesilip, 100 kilo pirinç ve 50 kilo yoğurt kullanıldı. Kavurma pirinç pilavı ve cacıktan oluşan barış yemeğinin yenilmesinin ardından taraflar bir birlerine sarılarak helallik diledikten sonra ayrıldılar.

 

Güncel Haberleri

Sağlık Bakanlığı kura sonuçları açıklandı: Hakkari’de göreve başlayacak isimler belli oldu
DEM Parti Yüksekova İlçe Örgütü Önder İçin Taziye Kurdu
Selahattin Demirtaş'tan Sırrı Süreyya Önder mesajı: Her daim kıymetlimizsin
Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti
Hastaneden Önder açıklaması: "Hayati tehlikesi artarak devam ediyor"