Suriyedeki iç savaşta yılan hikâyesine dönen kimyasal silah iddialarına açıklık getirmek için İsveçli uzman Ake Sellstrom başkanlığındaki 20 kişilik BM Araştırma Komisyonunun pazar günü ülkeye gitmesinin ardından, Devlet Başkanı Beşşar Esad hükümetine karşı savaşan muhaliflerin ortaya attığı yeni bir iddia kafaları karıştırdı. Suriye Genel Devrim Konseyi (SRGC) ordunun dün sabah erken saatlerde başkent Şamın Doğu Guta bölgesine düzenlediği roket saldırısında kimyasal gaz atıldığını öne sürdü. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ise 6 noktaya düzenelen bu saldırılarda 1100 kişini öldüğünü açıkladı. SMDK, Hammuriyede 300ü, Arbinde 78, Sepkada 67, Keffar ile Batnada 140 ve Muaddamiyede de 50 kişinin öldüğünü duyurdu. SMDKya göre en az 3600 kişi de saldırılarda yaralandı.
Şamdan gelen görüntüler ise tarjikti. Kurulan sahra hastaneleri doktorlarından Halid Mahmud yaralılarda nefes darlığı, kusma, göz bebeklerinde küçülme ve bilinç kaybı yaşandığını aktarıp bu semptomların da sarin gazını işaret ettiğini anlattı. Dumadaki bir hemşire de Buradakilerin çoğu kadın ve çocuk. Getirildiklerinde gözbebekleri küçülmüştü, dudakları soğuktu, ağızlarında da köpük vardı bilgisini verdi. Aktivistler de saldırı erken saatlerde gerçekleştirildiği için sivillerin uykuda olduğunu anlattı.
SMDKnın dün İstanbul daki toplantısında konuşan Başkan George Sabra ise BM bugüne kadar harekete geçmediği için bu ölümler yaşandı derken saldırıyı Suriyedeki siyasal çözüm arayışlarını öldüren bir darbe olarak niteledi. Sabra, Rejim ilk kez kimsyasal silah kullanmıyor. Ancak bu seferki terörden çok yok etme amaçlıydı vurgusu yaptı.
SMDKnın Türkiye Temsilcisi Halid Hoca, BM heyetinin derhal Doğu Gutaya gittikleri takdirde ordu güçlerinin attığı kimyasal füzelerin kalıntılarını kendi gözleriyle görebileceklerini söyledi. Saldırıda 2 MİG tipi savaş uçağı ve en az 30 füze ile sivil yerleşim birimlerinin hedef alındığını öne süren Hoca, başta İran olmak üzere uluslararası toplumu Esadı cesaretlendirmekle suçlayıp muhaliflerin BM temsilcilikleri önünde gösteri düzenlemesi çağrısı yaptı.
Gözlemevi: Ölü sayısı 40
Buna karşın bağımsız kuruluşlardan ölü sayısına ve saldırıda kimyasal gaz kullanılıp kullanılmadığına ilişkin herhangi bir doğrulama gelmedi. Muhaliflerin verdiği bilgilerin uyuşmaması da dikkat çekti. SMDKnın aksine Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Rami Abdülrahman roketler ve havadan zehirli gaz atıldığını söyleyip, ölü sayısını da 40ın üzerinde olarak verdi.
Şam ise iddiaları reddetti. Enformasyon Bakanlığının resmi ajans SANA üzerinden yaptığı açıklamada iddialar uydurma olarak nitelendi.
Esad rejimi: Amaç BM ekibini görevinden saptırmak
Açıklamada, Uluslararası medya terörü desteklemek için yalan haber üretiyor. Hiçbir doğruluk payı bulunmayan bu haberler, BM heyetini görevinden saptırma girişimidir denildi. SANAnın haberinde ayrıca iddiaların El Cezire, El Arabiya ve SkyNews haber sitelerinin uydurması olduğu öne sürüldü. Devlet televizyonunda yayınlanan ordu açıklamasında da şöyle denildi: Terörist gruplar ve onları destekleyen kanallarca ortaya atılan geçersiz ve temelsiz iddialar, savaş alanındaki mağlubiyetlerini ve içinde bulundukları histeriyi saklama çabasıdır. Ordu, halkı bu gruplardan koruma misyonunu sürdürecek.BM ekibi 12 gün süreyle Halepin Han el Asel ve adı açıklanmayan 2 yerde inceleme yapacaktı. Uzmanlar Esadın tam işbirliği sözü verdiği eki-bin incelemesi sırasında bu tip bir saldırıya girişme sebebini de sorguladı.
Halepçeyi hatırlattı
Suriyedeki kimyasal saldırı iddiası yakın tarihin en dramatik olaylarından biri olan 16 Mart 1988deki Halepçe katliamını akla getirdi. Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyinin talimatıyla gerçekleştirilen saldırıda bebek, kadın ve yaşlıların da aralarında bulunduğu 5 bin kişi hayatını kaybederken, 7 bini aşkın kişi yaralanmıştı. Halepçe katliamı, Saddam rejiminin 1986-1989da yürüttüğü ve 180 bin Kürtün ölümüne yol açan Enfal Harekatının en sarsıcı halkasıydı. Saddam, İran-Irak savaşı sırasında kendisine muhalefet eden Kürtlere yönelik 1986da Enfal Harekatını başlattı. 1988e doğru İran, Zafer-7 Harekat adını verdiği genel bir taarruz başlatınca, Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliğine (KYB) bağlı güçlerin de desteğiyle Halepçede isyan çıkarıldı. Bu isyanla İranın ilerleyişi de hızlanınca Saddam, Kimyasal Ali lakaplı Kuzey Cephesi Komutanı Korgeneral Ali Hasan el- Mecid el Tikritiye kimyasal gaz bombaları kullanma emri verdi. 16 Martta ise 8 adet MiG-23 uçağı Hlepçe üzerine sarin gazının kullanıldığı bombalarla ölüm yağdırdı. Etkileri uzun yıllar süren bu saldırıya maruz kalanların çoğu sakat kaldı. Hatta bölgede yıllar sonra doğan bebeklerin de bu saldırı sebebiyle sakat oldukları belirtildi. 2003teki ABD işgaliyle devrilmesinin ardından insanlığa karşı suçlardan yargılanan Saddamı, Düceyl katliamı davasından sonra Enfal davası bekliyordu. Ancak Duceylden idama mahkum edilen Saddamın cezası Aralık 2006da infaz edildi. Kimyasal Ali lakaplı El Tikriti de Halepçe katliamındaki rolünden ötürü Ocak 2010da idam edildi.RADİKAL