DEM Parti İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, ziyaretin hem bir “nezaket ziyareti” hem de barış süreciyle ilgili son gelişmelerin paylaşılması amacıyla gerçekleştirildiğini söyledi. Buldan, Kurtulmuş’un sürece gösterdiği ilgiye dikkat çekerek şunları söyledi:
Bu ziyareti aslında bir nebze nezaket ziyareti. Sayın Başkan'ın yeni seçilmiş olması itibariyle kendisine hayırlı olsun demek istedik. Aynı zamanda barış süreciyle ilgili gelinen aşamaları istişare etme, tartışma, konuşma ve bu noktada karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Görüşmemiz oldukça olumlu ve pozitif bir çerçevede geçti.
“Sırada Bahçeli, Özel, Erdoğan ve Öcalan var”
Buldan, görüşmelerin önümüzdeki süreçte daha da yoğunlaşacağını ve kapsamlı hale geleceğini belirtti:
Süreç belli bir aşamaya geldi. Bu aşamaların ne olduğuna dair önümüzdeki günlerde kamuoyunu bilgilendireceğiz. Biz, bu sürecin diyalog ve parlamento zemininde ilerlemesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Ziyaretlerimiz devam edecek.
DEM Parti'nin yürüttüğü temas trafiğine dair bilgi veren Buldan, siyasi parti liderleriyle ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme planlarının olduğunu, sürecin sonunda ise İmralı’da Abdullah Öcalan’ı ziyaret edeceklerini söyledi:
Yaklaşık bir hafta ya da iki hafta içerisinde Sayın Devlet Bahçeli’yi, Sayın Özgür Özel’i, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret edeceğiz. Bu görüşme trafiğinin sonunda da İmralı’da Sayın Öcalan’la bir görüşme gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Sancar: "Meclis sürece müdahil olmalı, komisyon şart"
DEM Parti Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise açıklamasında Meclis'in barış sürecine aktif biçimde dahil olması gerektiğini vurguladı. Sancar, bu süreci kurumsallaştırmak adına Meclis çatısı altında bir komisyon kurulmasının elzem olduğunu belirtti:
Bu sürecin toplumsal katılım ve destekle güçlenerek devam etmesi, barış yolunda sağlam adımlarla yürünmesi için Meclis’in devreye girmesi gerektiği uzun süredir konuşuluyor. Bizim de isteğimiz buydu. Meclis Başkanı mümkün olan en kısa sürede bu komisyonun kurulması için elinden geleni yapacak. Bizim de talebimiz, arzumuz budur. Bu komisyonun mümkün olan en kısa sürede iyi işleyecek bir yapıda kurulması. Bu meclis kapanmadan önce bir süreye, bir zamana kendiliğinden işaret ediyor.
Sancar, siyasi partiler ve Meclis Başkanı arasında komisyonun yapısına dair yürütülen istişareleri şöyle özetledi:
Sayın Kurtulmuş, grubu bulunan partilerin başkanvekilleriyle yaptığı toplantı sonrası yazılı görüşler istedi. Pazartesi günü bu görüşler geldikten sonra komisyonun niteliği ve nasıl çalışacağı daha da netleşecek. Biz de fikirlerimizi paylaştık, istişareye açık olduğumuzu belirttik.
Sancar, Meclis’in sürece dahil olmasının sadece siyasi değil, toplumsal ve hukuki açıdan da büyük önem taşıdığını söyledi:
Toplumsal meşruiyet, hukuksal güvence ve sağlam ilerleyiş bakımından Meclis hayati bir rol oynayacaktır. Meclis Başkanımızın bu konudaki iradesi ve isteği çok güçlü. Kendisi her türlü çalışmaya açık. Bu da Meclis’in rolünü oynaması açısından önemli bir imkân sunuyor.
Sancar, süreçle ilgili muhalefetten gelecek eleştiri ve itirazların meşru olduğunu ancak bunun yapıcı ve uzlaşmacı bir dille dile getirilmesi gerektiğini ifade etti:
Evet, herkesin eleştirisi, itirazı ya da çekincesi olabilir ama bunları demokratik bir üslupla ve uzlaşma arayışına dönük olarak Meclis zemininde ifade etmek, toplumsal barışa büyük katkı sunacaktır.
Cumhurbaşkanı ile görüşme: “Tarih bekliyoruz”
Soruları yanıtlayan heyet üyeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yapılması planlanan görüşmeye ilişkin de bilgi vererek şunları söyledi:
Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemiz en kısa zamanda gerçekleşecek. Ancak şu an elimizde bir takvim yok. Önümüzdeki hafta içinde olması düşünülüyor. Kendilerinden haber bekleyeceğiz.
Kobani davası yorumu: “Karar manidar, dava çöktü”
Buldan ayrıca Kobani davasına dair çıkan gerekçeli karara da değindi. Kararın uzun süredir beklenmesine rağmen tatmin edici olmaktan uzak olduğunu belirtti:
Yaklaşık yedi buçuk yıldır arkadaşlarımız Kobani davasından dolayı tutuklu. Ancak çıkan gerekçeli karar çok manidar. İçeriğiyle davanın ne kadar çürük temellere dayandığını bir kez daha ortaya koyuyor.