İnmede ilk saatler hayati önem taşıyor

İnmede ilk saatler hayati önem taşıyor

En sık görülen ve önlenebilir nörolojik hastalıklar içinde ilk sırada yer alan inme riski, yaşla beraber artar

A+A-
Çoğunlukla ani felç, his kaybı, konuşma güçlüğü, görme bozukluğu, baş dönmesi ve dengesizlik gibi yakınmalarla ortaya çıkan inmeden korunmak mümkündür. Memorial Şişli Hastanesi İnme Araştırma ve Rehabilitasyon Ünitesi Başkanı Doç. Dr. Yakup Krespi, inme hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

İNME TEK BİR HASTALIK DEĞİLDİR

İnme 3 tipte ortaya çıkar. Bunlar: İskemik inme (beyin damar tıkanması), hemorajik inme (beyin kanaması) ve subaraknoid kanamadır (beyin kanaması) Tüm inmelerin %80'i iskemik, %20'si de kanamaya bağlıdır.

BU YAKINMALAR ANİDEN ORTAYA ÇIKIYOR

İnme bulguları, özellikle bir vücut yarısındaki yüz, kol veya bacakta uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, ani başlayan nedeni bilinmeyen şiddetli baş ağrısı, bilinç bulanıklığı veya bilinç kaybı, bir ya da iki gözde ani görme kaybı, görme azlığı, konuşma bozukluğu veya konuşamama şeklinde görülür. Burada anahtar nokta belirtilerin aniden ortaya çıkmış olmasıdır.

Yüksek tansiyon, kolesterol ve şeker hastalığına dikkat!

İskemik inmede değiştirilemeyen risk faktörleri; yaş, cinsiyet, ırk ve kalıtsal özelliklerdir. İnme genellikle 60 yaş üstü erkeklerde daha sık görülür. Asıl önemli olan risk faktörleri değiştirilebilir olanlarıdır. Bunlar kalp krizine yol açan risk faktörleri ile aynıdır. Hipertansiyon, sigara, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol bunların başında yer almaktadır. İskemik inmenin bu hastalığa özgü diğer risk faktörleri içinde özellikle kalp hastalıkları gelmektedir. Kalp krizi geçiren veya ritim bozuklukları olan hastalarda kalbin içinde oluşan pıhtılar beyin damarlarını tıkayabilir ve iskemik inmeye yol açabilir. Şişmanlık ve fiziksel aktivite azlığı ile gelen metabolik sendrom, kalp ve beyin damar hastalıkları için en önemli riski oluşturan durumlardan biridir.

VAKİT KAYBEDİLMEMELİDİR

İnme geliştikten sonra erken tanı konulması ve tedaviye başlanması hayati öneme sahiptir. Damar tıkanıklıklarında en önemli yöntem, trombolitik (pıhtı çözücü) ilaç tedavisidir. Bu ilaçlardan biri olan "Rekombinan doku plazminojen aktivatörü" (rTPA) ilk 4,5 saat içerisinde görülen hastalara toplardamar yoluyla uygulanabilir. Bazı koşullarda 6 saate kadar da pıhtı çözücü ilaç verilebilir. İlk 4,5 saatten sonra hastaneye başvuran gecikmiş hastalar acilen anjiyografi laboratuvarına alınır ve kateter yöntemi ile tıkalı damarlara ulaşır. Daha sonra tıkalı damar içindeki pıhtı, rTPA ile eritilir veya özellikli birtakım kateterler yardımıyla parçalandıktan sonra emilerek dışarı alınır. Ülkemizde de yeni uygulanmaya başlanan çok özel bir yöntem ile tıkalı bölgenin içine özel stentler ile girilerek, hızlıca damar açıldıktan sonra pıhtı dışarı çekilip alınmaktadır. Bu yöntem ile tıkalı damarlar %90 oranında açılabilmektedir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.