BDP Grup Başkanvekili ve Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, Yargıtay'daki bir hakimin bir dosyayı Pensilvanya'ya Cemaat Lideri Fethullah Gülen'in görüşünü almak üzere gönderdiği iddialarını sordu.

Buldan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, 17 Aralık’ta yapılan yolsuzluk operasyonu ardından yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandığını hatırlattı: "Önemli bir holdingin başında bulunan bir kişi hakkında ceza davası var ve mahkum olmuş. Dosya, Yargıtaya gelmiş. Yargıtayda 'cemaatin imamı' diye nitelendirilen kişi, ismi bende saklı, kendisini tanıyorum, bir holdingin başına bulunan kişinin dosyası ile ilgili ne karar verilmesi gerektiği hususunu, dosyanın kısa özetiyle Pensilvanya'ya göndermiştir. Bakın, çok önemli bir şey söylüyorum arkadaşlar. Nasıl karar vermesi hususunu Pensilvanya'ya sormuştur. 'Bir savcı, hakim böyle bir şey yapabilir mi' diye sordum kendime, kafam, hafızam kabul etmedi ama araştırdığımda maalesef bunun doğru olduğu kanaatine vardım."

'ŞAHİN KENDİSİYLE ÇELİŞİYOR'

Buldan, Şahin'in bir başka konuşmasında ise “AK beyaz demektir. Biz en ufak bir lekeyi gösteririz. İmamın sarığı gibidir bizim ismimiz. Biz yolsuzlukla mücadele etmeyi partimizin ismine monte etmiş olan bir partiyiz. Bizim camianın içinde hata yapanlar olmaz mı, olabilir. Varsa önce yakasına biz yapışır ve hesabını sorarız. Ben Başbakan yardımcısı iken teyzemin oğlu benim adımı kullanarak birinden 70 bin lira rüşvet almış. Konuyu öğrenince İstanbul Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe yazarak her ikisini de şikayet ettim ve tutuklandılar. Kimsenin gözünün yaşına bakmadık. Hata yapan kim olursa olsun hesabını sorarız” diyerek, önceki açıklamalarıyla çeliştiğini ifade etti.

"Zira teyzesinin oğlunun suç işlediğini öğrendiğinde kendisini savcılığa ihbar ettiğini söyleyen Sayın Şahin dosyayı Pensilvanya'ya gönderen hakimi adli makamlara bildirmemiştir" diyen Buldan, Türkiye'de son senelerde yargıya karşı giderek artan ve kamuoyu araştırmalarıyla da ortaya çıkan güvensizliğin en önemli nedenlerinden birinin de 'yansızlık' kavramının aşınmaya uğraması olduğunu belirtti.

'NE KADAR DOSYA GÜLEN'E GÖNDERİLDİ?'

Buldan, Başbakan Erdoğan'dan şu sorularına yanıt istedi:

"Adalet ancak bağımsız ve yeterli bilgi birikimine sahip insanlar eliyle dağıtılabilir. Hakimler mesleklerini yerine getirirken adil ve yansız olmalıdırlar. Aksi bir durum adaletten söz edilemeyecek bir ortamı doğurur. Sayın Mehmet Ali Şahin’in bakmakta olduğu dosyayı, dosya üzerinde görüş bildirmesi için bir kişiye göndererek yansız hareket ettiğini söylediği hakim kimdir?

Bu dosyanın tarafları kimlerdir? Dosya şu anda hangi yargısal aşamadadır? Nasıl sonuçlanmıştır?

Yargıtay’da ne kadar dosya görüşü alınmak üzere Pensilvanya’ya gönderilmiştir? Bu usul bir gelenek halini mi almıştır? Bu dosyalar nasıl sonuçlanmıştır?

KCK yargılanmalarında da böyle bir yöntem uygulanmış mıdır? İddialar doğru ise hakimlik mesleğine aykırı hareket eden bu kişi TCK’da düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu işlemiştir. Bu kişi hakkında idari ve cezai bir soruşturma başlatılmış mıdır?

TCK’nun 279.maddesine göre 'Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' Hukukçu, avukat, Adalet Komisyonu eski üyesi ve Adalet eski Bakanlığı da yapmış olan Sayın Mehmet Ali Şahin’in suçu öğrenip, yetkili makamlara bildirmemesini, kanuna ve hukuka aykırı hareket etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda kendisi hakkındane tür bir işlem yapılacaktır?

Sayın Mehmet Ali Şahin bu durumdan ne zaman haberdardır? Bugünlerde böyle bir açıklama yapma nedeni nedir? Bugüne kadar beklenmiş olmasının nedeni nedir? Bu şekilde şaibe doğuran başka dosyalar var mıdır?

HMK’da (573 ve devamı maddelerinde) hâkimlerin görev kusuru nedeniyle tazminat ödeyebileceği düzenlenmiştir. AİHM’si kişilerin yansız bir yargı önünde yargılanmasını bir insanlık (kişilik) hakkı olarak kabul etmiştir. Bu nedenle yansızlık ilkesinin ağır ve açık bir biçimde çiğneyen hâkim hakkında manevi tazminat davası açılmasının olanaklı olduğu da belirtilmiştir. Söz konusu hâkim hakkında tazminat davası açılmış mıdır?"/ANF