DTK İnanç ve Halklar Komisyonu yaptığı yazılı açıklamada insanlığın beşiği, uygarlığın merkezi Ortadoğu’da halların farklı kimliklerine ve farklı inançlarına rağmen asırlar boyu sevgi, saygı ve hoşgörü içinde, kendi renklilikleriyle birlikte kardeşçe ve barış içerisinde yaşadığını belirtti.

Ancak 20. yüzyılın başlarından itibaren büyüyen ve gelişmeye başlayan milliyetçi, tekçi zihniyet anlayışı ile egemenlerin kendi iktidarları ve çıkarları için Ortağu coğrafyasını katliamların ve acıların coğrafyasına dönüştürdüğü de kaydedilen açıklamada, “Büyük katliamların, felaketlerin ve acıların asıl sorumlusu olan ittihat terakkici tekçi zihniyet anlayışı asırlarca kardeşçe birlikte yaşayan halkları karşıtlaştırarak ve kamplaştırarak kendi katliamlarını meşrulaştırmaya çalışmışlardır.

Bu temel de Hrant; halkların kardeşliğinin, barış içerisinde bir arada yaşamanın çok değerli bir sembolüydü ama ‘Ya sev ya terk et’ zihniyetinin, ırkçılığın, nefret söyleminin kurbanı oldu. Dink’e sıkılan kurşun Ermeni halkına, kurulan planlı ölüm tüm etnik kökenli halklar için bir ülke politikası olarak yıllarca Türkiye’de tarihinde sistematik bir şekilde işlenmiştir” dedi.

Hrant Dink’in devletin takibi altında göz göre göre katledildiği de vurgulanan açıklamada, şunlara yer verildi: ”Katledilmesine göz yumuldu, hatta Dink’in katledilmesine giden yoldaki taşlar bizzat kendisini hedef gösteren, takip eden, yine bizzat onu koruması gereken devlet birimleri tarafından döşendi. Tetikçiler de bu yoldan ilerleyerek cinayeti gerçekleştirdiler.

Resmi bütün kurum ve aktörler, hem cinayetin işlenmesinde, hem önlenememesinde, faillerin ortaya çıkarılmamasında ortak sorumlulukları vardır. Türkiye demokratik bir hukuk devleti olacaksa, Dink cinayetini, Roboski’yi ve diğer tüm faili meçhul cinayetleri aydınlatmak zorundadır.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) olarak Dink cinayetinin aydınlatılması için yürütülen adalet mücadelesini desteklemeye, bu konuda dayanışma içerisinde ve bu sürecin bizzat takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

Açıklamada son olarak, “İnsanlık tarihinin bir daha benzeri katliamlara tanıklık etmemesi için tüm halkları ve inançları Ermenisiyle, Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Farsıyla, Müslüman’ı, Alevi’si, Süryani’si, Ezidi’si, Yahudi’si ile Ortadoğu coğrafyasında, Barışı ve Demokratik uygarlığı tesis etmeye, Demokratik Ortadoğu halkları birliğini gerçekleştirmeye ve ortak birlikteliklerle demokratik mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Bir kez daha Sevgili Hrant’ı saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyor, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz” dendi.