Doğum günü kutlamak, Yahudi ve Hristiyanların âdetidir. Dolayısıyla doğum günü kutlamak caiz değildir! Çünkü Rasulullah (s.a.v) Yahudi ve Hristiyanlara uymayı yasaklıyor..!

Mevlid kandili gibi yılın belli günlerinde kutlanan zaman dilimleri, dini bir bütün olarak ve her an yaşamaktan kaçınan günahkar sahtekarların kendilerini tatmin etmek için uydurdukları bid'at ve hurafelerdir.

Efendimiz s.a.v veda hutbesinde ey insanlar; "Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün âdetleri kaldırdım, hepsi ayağımın altındadır. Buyurmuşlardır.

Kandil kutlamaları sadece belli günlerde camiye giderek imamların saatlerce o kandile özel uydurulmuş ve nereden geldiği belli olmayan rivayet ve menkıbeleri ballandıra ballandıra anlatımını dinleyip eve dönünce de bir kaç dua bir kaç rekaat namazla, günahlarını ucuza getirme çabasıdır.!

Mevlid kandilinin kutlanması peygamberin doğum gününde onun getirdiği şeriate muhalif bir bid'atın ona hediye olarak sunulması yüzsüzlüğüdür. Peygamberin doğum gününde onu en fazla rahatsız edecek şey onun adına yine onun yasakladığı bid'at ve hurafeler türetmektir.

Ayette buyuruyor ki; "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim." (Maide, 5/3) yani peygamber efendimiz s.a.v’le birlikte İslam dini tamamlandı. Bundan sonra dine giren aşırı ibadetler, örf ve adetler, bid’at’tır, hurafeliktir…!

Bid'atlerin kötülüğünü Ayet ve hadislerle anlattığımız halde ilk duyduğumuz ''Seyda yapsak ne olacak? fazla amelden zarar gelmez.'' gibi sözlerdir. Biz bu sözleri de "Kim bizim şu dinimizde olmayan bir şey ihdas eder ve onu dine katmaya çalışırsa o reddedilir." gibi naslarla inkar ettiğimiz halde anlamak istemiyorlar.

Ben şahsım olarak Kandilinizi’de Kutlamam o rahmet peygamberine onun bize bıraktığı dine ihanet edemem.!

Çünkü: Ne peygamberimiz, ne onun sohbet arkadaşlarının, ne de ilim ehlinin böyle geceleri kutladıklarına dair bir bilgiye rastlayamıyoruz. Kandil geceleri, günahkarların, hırsızların vicdanlarını rahatlatmasıdır. Zenginlerin çağrılıp, fakirlerin hor görüldüğü siyasi arena ve devlet politikasıdır..! Bu gecede Allah’ın emrettiği elçisinin de uyguladığı hayat nizamını rafa kaldıranlar öne çıkmaktadır.! Türkiye’de her sene “dinin kesin bir emri, fıkhi bir vecibeymiş” gibi kutlanılan özel gecelerin aslında hem İslam’ın iki ana kaynağı (Kur’an ve sünnet) tarafından “kutsal” ilan edilmedikleri bir hakikattir..!!

Dindar bir toplumu ancak din adına, Sapık cemaatler kandırabilirdi ve öyle de devam ediyor...

Bu 1.000 yıldır böyle. Mevlit Evliya Çelebi ve Feqîyé Bateyi’nin Türkçe ve Kürtçe yazdığı bir şiirdir evet peygamber efendimizi meht ediyor, ben kendimde ezber olarak biliyorum her fırsat bulduğumda da odamda okuyorum. Evliya Çelebi ve Feqîyé Bateyi’nin bunda bir suçu yok yanlışta anlamayın. Fakat bunu fırsat bilen Osmanlıların ve şia’ların gelenek haline getirdiği bir gecedir.. Peygamber efendimiz zamanında yoktu şimdi bazıları iyi bid’at tır diyecek, hayır bid’atın iyisi kötüsü yoktur .. Din adına uydurulan her şey bid’at’tır, her bid’at ise sapıklıktır, her sapıklık da cehenneme götürür. (Buhari). ''Resulullahı sevmek, bütün Müslümanlara farz-ı ayndır, Onu ve islamı bir geceye, ve bir mekana sığdırmak olmaz…!

"Ben ne Kralım nede Sultan...Ben kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum."Hz. Muhammed S.A.V.. Vesselam…

Sûfî Mümin El Abbasî El Haşimî