Önder, "Gezi'de ilk defa halkların birbirinin derdini anlayabileceği bir alana sahip olduk" dedi.

BDP İstanbul İl Örgütü, il binasında Gezi Parkı direnişine ilişkin basın toplantısı düzenledi. BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in yanı sıra il yöneticileri katıldı. Toplantıda açıklama yapan, BDP İstanbul İl Eş Başkanı Asiye Kolçak, AKP hükümetinin Gezi Parkı direnişini bahane ederek tüm toplumsal talepleri polis şiddeti ile bastırmaya çalıştığını dile getirdi. "Meydanlarda gazla, copla hunharca saldırı ile hızını alamayan hükümet, vali ve emniyet yetkilileri, direnenlerin evlerine baskınlar düzenleyip çok sayıda insanı gözaltına alıp, tutuklayarak rövanşını ilan etmiştir" diyen Kolçak, yaşam alanlarını ölümüne direnerek koruyan ve sahiplenen halka yönelik bu anti demokratik uygulamalara son verilmesini istediklerini belirtti.

'Sorumlular hesap vermeli'

İkinci aynı dolduran direnişte 5 kişinin yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Kolçak, "Hükümet, emniyet ve vali daha kaç gencin canına mal olmasını istiyor? Gezi saldırısında yaralanan ve hayati tehlikeyi atlatamayan gençler hala hastanelerde ölümle yaşam arasında mücadele vermektedir" dedi. Kolçak, sorumluların hesap vermesi gerektiğini belirterek, "BDP olarak Gezi Parkı direnişi sonucu ev baskınlarında gözaltına alınıp tutuklanan tüm direnişçilerin yanında olduğumuzu, bu haksız, baskıcı ve faşizan uygulamaları kınadığımızı belirtiyoruz" dedi. Lice'de Medeni Yıldırım'ın yaşamını yitirdiği olayla ilgili de sorumluların yargı önüne çıkmasını isteyen Kolçak, Eskişehir'de saldırı sonucu katledilen Ali İsmail Korkmaz'ın yakınlarına ve ailesine de başsağlığı diledi.

Kolçak'ın ardından konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Sanki Gezi süreci ve çözüm süreci birbirine zıtmış gibi lanse ediliyor. Durum böyle değildir" diyerek, Gezi direnişinde bazı "faşizan" söylemlere sahip kişilerin alanda yer aldığını ancak bunun Gezi direnişinin karşısında yer almak gibi bir anlam ifade edemeyeceğini belirtti. Önder, "Gezi'de ilk defa halkların birbirinin derdini anlayabileceği bir alana sahip olduk. Hükümetin bu konuda en sekter tutumu demokratik hakları rehin alan tutumudur. Haklar hiçbir şekilde rehin alınamaz" dedi. DİHA