Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 34 sivil yurttaşın bombardımanda katledilmesi sonrası yaşadıkları travmayı atlatamayan çocukların yaşadığı trajediye yenileri ekleniyor.

Yakınlarının mezarlık ziyaretine gidilmesine izin verilmeyen çocuklar, okul idaresi ve öğretmenlerinin uyguladığı uygulamadan dolayı okulu bırakmak zorunda kaldıklarını belirtiyor.

Katliamda ağabeyi Nevzat Encü'yü kaybeden Barış Encü, 28 Aralık 2011 tarihinde ağabeyinin devletin yaptığı bombardıman sonucu katledildiğini belirterek, mezarlık ziyaretine gittiği için devamsızlıktan dolayı sınıfta kaldığını söyledi. Encü, "Lise birinci sınıfa gidiyordum. Ama bu yıl okulu bıraktım. Bir daha okula gitmeyeceğim. İki yıl boyunca her gün öğretmenlerimizden Perşembe günü mezarlık ziyareti yapmak için izin istiyorduk. Ağabeyimin mezarını ziyaret etmek için öğretmenlerimiz izin vermiyordu. Bizler de mecburen izinsiz gidiyorduk. Yaptığımız mezarlık ziyaretlerinden dolayı da devamsızlıktan bizi sınıfta bıraktılar. Bütün devamsızlıklarımız Perşembe günü altıncı derse aitti. Ne olursa olsun ağabeyimin mezarını ziyaret etmem lazımdı" dedi.

'Mezarlığa gitmemize izin vermiyorlardı'

Okul idaresi ve öğretmenlerinin korucuların çocuklarına farklı davrandığını söyleyen Encü, şunları dile getirdi: "Öğretmenlerimiz okulda ayrımcılık yapıyordu. Bizimle aynı sınıfta olan korucu çocuklarının devletle ilişkileri olduğu için onlar istediği zaman izin alıp askeri üs bölgelere gidip geliyorlardı. Bu gençler traktörle askerlere erzak taşıyorlar ve öğretmenlerimiz de onlara izin veriyordu. Ama bizim mezarlığa gitmemiz için izin vermiyorlardı. Ben bu tür ayrımcılıklarla karşı karşıya kaldığım için okulu bıraktım. Ben bu tür ayrımcılıkları kabul etmiyorum. Bunun için okulu bıraktım. Bu yıl okula gitmeyeceğim." Devletten tek istediklerinin 34 canın faillerinin ortaya çıkarılması olduğunu söyleyen Encü, "Halktan da tek isteğim insanca bir duruş sergileyip birlikte hareket etmeleridir" çağrısında bulundu.

'Gelmeyeceğini bile bile adalet bekliyoruz'

Katliamda ağabeyi Şirvan Encü'yü kaybeden Kadri Encü ise, geçen seneden bu yana okul yönetimi ve öğretmenleri tarafından yapılan ayrımcılıktan ötürü okuluna devam etmediğini ifade etti. "Bu sene lise ikiye gidecektim. Ama okula gitmeyeceğim" diyen Encü, "Öğretmenler ve okul yönetimi tarafından yakınlarını kaybedenlerle korucuların çocukları arasında büyük bir ayrımcılık yapılıyor. Bizler okulda öğretmenlerimiz ve okul yönetiminden sadece her hafta Perşembe günü altıncı saat için izin istedik. Ağabeylerimizin mezarlarını ziyaret etmek için. Ama bize hiçbir şekilde izin verilmiyordu. Her hafta yok yazılıyorduk. Ve bu şekilde devamsızlıklarımız da artıyordu. Bizi devamsızlıktan sınıfta bırakıyorlardı. İşin ucunda ölüm bile olsa katledilen ağabeyim Şirvan Encü'nün mezarını ziyaret etmem gerekiyordu" diye konuştu. Encü, maruz kaldıklarına ilişkin şunları aktardı: "Halbuki bizimle aynı sınıfta okuyan ve babası korucu olan arkadaşlarımıza istedikleri zaman izin veriyorlardı. Bunlarda traktörlerle askeri üs bölgelere erzak taşıyorlardı. Onlara her zaman izin veriliyordu. Ama bizlere hiçbir zaman izin verilmiyordu. Bu şekilde bizim aramızda ayrımcılık yapılıyordu. Onların babaları çünkü devletin adamıydı. Ve bizim babamızda devlet adamı değildi. Bize yönelik böyle bir ayrımcılık yapılıyordu. Ve bizler de bundan rahatsızlık duyduk ve okulu bıraktık. Böyle ayrımcılık yapıldığı sürece ben okul okumayacağım. Bizler çoğu zaman okul yönetimi ve öğretmenlerimize 'neden korucu çocuklara izin veriliyor da bize izin verilmiyor' diyorduk. Ama bizi adeta başlarından salıyorlardı. Bana göre ırkçı devletin okulunda da ancak ayrımcılık olur. Devletten tek isteğimiz adaletin gelmeyeceğini bile bile adalet istiyor ve bekliyoruz."

VELAT ÖZER - JİHAT AKÇA / DİHA