Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş cinayetiyle ilgili 6'sı tutuklu 46 kişi hakkında açılan davanın 9'uncu duruşmasının ilk oturumu Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

Duruşma salonuna çevrilen Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müşteki ve sanık avukatları hazır bulundu.

Duruşmayı izlemek için gelen madenci yakınları, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve basın mensupları yapılan aramaların ardından duruşma salonuna alındı.

Ocak ayında madende yapılan inceleme sonucunda hazırlanması beklenen bilirkişi raporunun bu duruşmaya yetişmemesi nedeniyle duruşmanın avukatların sunumları ve sanıkların savunmaları ile devam etmesi bekleniyor.

Duruşma öncesi madenci yakınları duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamada 301 madencinin isimlerinin yazılı olduğu pankart açılırken sık sık “Soma'nın hesabı sorulacak” sloganları atıldı.

Aileler adına konuşan yaşamını yitiren madenci Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, yaşanan katliamda sorumluların sermaye, siyasi iktidar ve sendika olduğunu belirterek, 301 madencinin hesabını sorana kadar davanın peşini bırakmayacaklarını söyledi.

Ne olmuştu?

Manisa'nın Soma ilçesi Eynez mevkisinde Soma Kömürleri AŞ tarafından işletilen ocakta 13 Mayıs 2014'te 15.00 sıralarında başlayan yangında, 420 metre derinlikte ve 3,5 kilometre uzunluğundaki galeriler dumanla dolmuş, 301 madenci ölmüş, 162 işçi sağ kurtarılmıştı.

Olayla ilgili soruşturma sonucunda açılan davada tutuklu 6 sanık ile beşinci duruşma sonunda yargılanmalarına tutuksuz devam edilmesine karar verilen vardiya amirleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık, “olası kastla öldürme” suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.

Tutuksuz 38 sanık hakkında ise “taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor.

Bunlardan 25'i hakkında da bu suçları “bilinçli taksirle” işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.