
Bozlak: Kürkçüler F Tipi'nde 8 aydır su akmaz!
Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu üyeliri, Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi ve Adana Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'nde incelemelerde bulundu ve hak ihlallerini yerinde gördü.
Bingöl M Tipi Cezaevi'ndeki firarin ardından tüm cezaevlerinde hak ihlalleri katlanırken, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu üyesi 5 milletvekili, 4 Kasım tarihinde hak ihlalleri konusunda gündemdeki yerini koruyan Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi ve Adana Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'ni ziyaret ederek, siyasi ve adli tutsaklar ve cezaevi idaresi ile görüştü. BDP Adana Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Murat Bozlak, heyetin yaptığı görüşmeyi DİHA'ya değerlendirdi.
'Cezaevi değil; şantiye alanı'
Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu olarak Çukurova Bölgesi'nde bulunan Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi ve Adana Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'nde heyet olarak bir dizi incelemelerde bulunduklarını kaydeden Bozlak, biz bu cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini araştırmak ve sorunları ilgililere iletmek için bu çalışmayı yaptıklarını ve hazırlanan raporun Meclis'e ve Adalet Bakanlığı'na sunacaklarını vurguladı. Bozlak, "Cezaevinde bütün koğuşları hemen hemen hepsini gezdik. Gittiğimiz yerdeki şikâyetler belli başta özetlersek Kürkçüler Cezaevi'nde yaşanan en temel sıkıntı su sıkıntıdır. Özellikle sıcak su problemi yaşanıyorlar. Doğal gaz bağlantısı yapılacak diye sekiz aydan beri orada bir çalışma yürütülüyor. O çalışmada cezaevi adeta bir şantiyeye dönüştürülmüş durumda. O şantiye de yazın sıcaklığında dünya kadar toz toprak çıkıyor. Bu yüzünden tutuklular toz içinde kalıyorlar. Adana çok sıcak bir yer olduğu için sık sık yıkanmak ve duş almaları gerekiyor. Ancak kir sıcak hava ve nemli havayla birleşince de insanı canından bezdiriyor. Gerek siyasi tutsakların gerekse de adli tutsakların yani bin 800 kişinin ortak sorunu ve itirazı ile kendilerini rahatsız eden şey su olduğunu olduğu komisyonumuz tarafından da tespit edildi" dedi.
'Cezaevi idaresi su sorununu çözecekmiş!'
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan bin 800 tutsağın su sorunu nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Bozlak, tutsaklar sınırlı bir şekilde su verildiğini belirtti. Bozlak, "Haftada iki kez koğuşlarda beş dakika ile on dakika arasında bir su verme olayı var. Haftada iki sefer olduğu içinde kirlenen musluklar akan su ile pas akıyor. Bu şekilde su vermek mümkün değil. Oradaki tutsakların banyo yapması mümkün değil. Bir de cezaevinde çamaşırhane yok. Tutsaklar bize çamaşırını da soğuk su ile yıkadıklarını söylediler. Aynı zaman onunda kir pası çıkmıyor. Bu şekilde tutsakların hayatları risk altında. Ayrıca su temel bir sorun bunu hem cezaevi savcısıyla hem de yetkili müdürleriyle ve idareciyle görüştük. Komisyonumuza söz verdiler; bunu en kısa sürede bir hafta veya 10 gün içerisinde telafi edeceklerini söylediler" dedi.
'Kadınlar ince aramadan geçiriliyor'
Siyasi tutsaklara yönelik cezaevi idaresinin sistematik baskı uyguladığını ifade eden Bozlak, cezaevi idarelerinin ülkenin mevcut siyasal gidişatına göre tutsakları üzerinde farklı uygulamalar yaptığını belirtti. Cezaevinde yaşanan baskıların mevcut konjöktürden ayrı tutulamayacağını kaydeden Bozlak, "Bu son zamanlarda da gardiyanların saldırıları hadsafada. Gardiyanların iki hasta tutsağı darp etmesi sonucu siyasi tutsakların gardiyanlar hakkında suç duyurusunda bulundular. Bir diğer hususta cezaevindeki televizyonda 22 kanal izleniyor. İzlenen kanallar ve izletilen kanallar tabi istekli kanalar değil. Cezaevinin istemiyle izletilen kanallardır. Özelikle muhalif kanalların izlenmesi için tutsaklar toplu dilekçe vermemişler ancak cezaevi idaresi bu kanalları izlettirmiyor. Öyle bir bahane uydurdular ki sanki onların özel bir uyduya ihtiyaçları olduğunu gösteriyor. Tutsaklar İMC'yi ve diğer muhalif kanalları istiyorlar. Ama bu kanallar uyduda yok gerekçesiyle verilmiyor. Tutsakların hakları olan spor ve sohbet hakları haftada 10 saat iken bu 2 ila 3 saate düşürülmeye çalışılıyor. Bu durum bizi tatmin edici bir gerekçe değildir. Kimi hakların tanımlanmaması, kamuda çalışan memurlar hakim olmuş ve devletin kabul ettirdiği, geçmişten gelen bir mantığın sonucu bu zihniyetin sonucudur. Devlet sokağa çıktığı zaman ya da devlet adına sokağa çıkıldığı zaman işte polisidir, gardiyanıdır, müdürdür. Bunlar devletin gücünü göstermeye çalışıyor. Karşısındaki insana onlara insanca yaklaşma yerine oradaki düzeni, uyumu ve insanlığı sağlayacağı yerine ben devletim demeye çalışıyor. Devletin gücü göstermeye çalışılıyorlar. Bu zihniyet hala yıkılmış değil. Bu zihniyet 12 Eylül döneminde de vardı; bu günde aynı zihniyet var. O zihniyetle hareket ettikleri içinde ciddi sıkıntılar çıkıyor. Tutsaklara 10 kitap hakkı getirmişler. Bunun dışında kitap vermiyorlar. Yine hastaneye giden tutsaklar kelepçeli tedavi görüyor. Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'ne gelen adli kadın tutsaklar çırılçıplak bir şekilde soyunarak aramadan geçiriliyor. Siyasi tutsaklar ise iç çamaşıra kadar soyulup, aramadan geçiriliyor. Biz bu durumu cezaevi sorduk. Bize emniyetteki aramada görülmeyen esrar ve eşyaların bu arama sonucu çıkıyor. Biz bundan dolayı yapıyor" diye söylüyorlar. Karataş Cezaevi'nde pare ve böceğin haricinde yılanlarında koğuşlarda olduğunu söyleniyor. Cezaevleri insan haklarının çiğnendi bir yerdir. İnsanın onurunun yerde gezdiği bir yerdir. Bizler hazırlayacağımız raporu Meclise ve Adalet Bakanlığı'na sunacağız. Bu hak ihlallerinin takipçisi olacağız" dedi./DİHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.