'Devlet düzenimizi bozmak istiyor'

'Devlet düzenimizi bozmak istiyor'

Siverek ilçesine bağlı Karacadağ köylüleri ortak yaptıkları göletler ile topraklarını sulayıp, çeltik yetiştiriyor.

A+A-

Kurdukları düzene karşı 3 köy ile ortaklaşa yaptıkları gölet için devlet tarafından yıkım kararı alınması ve Cin Hasar köyü için kendi topraklarında gölet kurulması kararına tepki gösteren Otlu mezrasında ikamet eden Salih Yıldız, "Bizim Cin Hasar Köylüleri ile düşmanlığımız biliniyor, ancak bu yapılıyorsa demek ki düşman olmamız birbirimizi öldürmemiz isteniyor" derken Ahmet Sinan Yıldız ise, "Devlet yıllarca biz yokmuşuz gibi davrandı. Ama devletsiz yaşamayı da öğrendik. Devlet şimdi de kendi imkânlarımızla kurduğumuz düzeni bozmaya çalışıyor. Bıraksın biz kendi kendimize yetiyoruz" dedi.

Urfa'nın Siverek ilçesine bağlı Karacadağ köylüleri sisteme karşı kurduğu komünal yaşam tarzı ile devletsiz üretim ilişki ve araçları ile dikkat çekiyor. Geçim kaynakları hayvancılık ve çeltik ekimi olan köylüler, çeltiği sulamak için yaptıkları gölet ve ortak iş ile eşit bölüşüm temelinde var ettikleri yaşam ile devlete ihtiyaç duymadıklarını belirtiyor. Devlet Su İşleri (DSİ) ise sisteme alternatif olarak köylülerin oluşturduğu göletlerden Awurtepe köyüne bağlı Otlu (Otilî) mezrasında bulunan gölet için yıkım kararı alarak, köylülere tebliğ etti. Siverek Kaymakamlığı ve Urfa Valisi ile görüşen köylüler, kendi göletlerinin yıkılacağı ve aralarında yıllardır husumet bulunan Cin Hasar Köyü için kendi tapulu topraklarında gölet yapılacağını öğrendi. Awurtepe köyüne bağlı Otlu mezrasında ikamet eden Salih Yıldız, devletin husumetlerini bildiğini, buna rağmen Cin Hasar köylüleri ile aralarındaki husumetin tekrar körüklenmesi için adım attığını ileri sürdü.

Awurtepe köyüne bağlı Otlu ile Atlıca mezralarında 2011 yılında 3 gölet yapıp çeltik ektiklerini söyleyen Yıldız, "DSİ'nin tebligatından sonra kaymakam ve vali ile görüştük. Vali bize iki yıldır sorunsuz olan göletimizin diğer köyler için tehdit olduğunu ve yıkım kararının kesin olduğunu söyledi. Bu gölet ile yaklaşık 2 bin dönüm arazi ekiyoruz. Devlet, köyleri ve aileleri karşı karşıya getirmek ve kan davasını körüklemek istiyor. Bizim topraklarımızda daha önceden aramızda kavgalar yaşanmış ve düşman olduğumuz Cin Hasar köyü için gölet yapacaklarmış. Bizim için ise 'daha sonra düşüneceğiz' deniyor. Cuma günü vali ile köyümüze verilecek su konusunda tekrar görüşeceğiz. Topraklarımızda yapılacak göletin suyundan bize vermeyecekler" diye konuştu. Köylerinde benzer 10 gölet olduğunu, ancak sadece kendi göletleri için yıkım kararı alındığını söyleyen Yıldız, "Sadece Awurtepe'de 3 gölet var. Ama Otlu'nun göletini yıkıp, topraklarımızda Cin Hasar köyü için gölet yapacaklar. Bizim tapulu toprağımızı da düşük ücretle satın alacaklar. Bizim Cin Hasar köylüleri ile düşmanlığımız biliniyor. Ancak bu yapılıyorsa demek ki düşman olmamız, birbirimizi öldürmemiz isteniyor" dedi. Yıldız, ne olursa olsun göletlerinin yıkılmasına izin vermeyeceklerini, gölet olmadan çeltik ekemeyeceklerini, canları pahasında olsa kadın, çocuk, yaşlı tüm köylüler olarak göletlerini koruyacaklarını söyledi.

'Devlet karışmasın başka bir şey istemiyoruz'

Karacadağ'ın tüm köylerinde aynı sistemin var olduğunu söyleyen Otlu (Otili) mezrasından Ahmet Sinan Yıldız ise, devletin yaptığı Soydan Göleti'nin kendilerine yetmediğini, bu yüzdende çevre köyler ile birlikte kendi göletlerini kurduklarını söyledi. Karacadağ'da su problemi olduğunu belirten Yıldız, "Sadece yağmur suları var. Bizde yağmur suyunun önüne bent çekip, göletimizi oluşturduk. Devlet bize 'Bu gölet olmaz, ben yapacağım' diyor. Ama bizim göletimiz bize yetiyor. Bir isim koyalım bu dursun diyoruz. Ancak kabul edilmiyor. Bu göleti 3 köy bir araya gelip yaptık. Suyu ortak kullanıyoruz. Kimin kaç dönüm arazisi olduğuna bakmadan, ortak ekiyoruz. Ürünü de tüm köylüler arasında eşit bölüştürüyoruz. Devlet bize karışmasın, başka bir şey istemiyoruz" dedi. Çeltike ilişkinde bilgi veren Yıldız şunları aktardı: "Çeltik çok su ister. Çeltik işlenip Karacadağ pirinci oluyor. Biliyorsunuz çok kaliteli ve namlı bir pirinçtir. Biz 5 ay çeltikle uğraşıyoruz. Çeltik kökünde sürekli su ister. Çok zahmetli bir iştir. Çeltiki sulamak için göletten suyu elektrikle çekiyoruz. Ancak en sıcak aylarda sürekli elektrik kesiliyor ve bizim verimimiz yüzde 40 oranında düşüyor. Karacadağ'da yaklaşık 500 bin ton pirinç yetiştiriyoruz. Biz kaldırdığımız çeltikin 50 kiloluk torbasını tüccara 150 TL'ye satıyoruz. Onlar çok daha pahalıya halka satıyor. Parayı tüccarlar kazanıyor. Birde devlet dışarıdan GDO'lu pirinç getirip büyük marketlere ucuza satıyor. Halkta ucuz olanı tercih ediyor. Dolayısı ile bizim doğal pirincimizin değeri düşüyor. Böylelikle hiç kazanamıyoruz."

'Devletsiz yaşamayı öğrendik'

Karacadağ köylülerinin her anlamda devlet hizmetinden yoksun kaldığını söyleyen Yıldız, "İçme suyumuz dahi son dönemlerde sağlandı. Devlet biz yokmuşuz gibi davrandı. Bunun ağır yükünü çok çektik. Ama devletsiz yaşamayı da öğrendik. Devlet şimdi de kendi imkanlarımızla kurduğumuz düzeni bozmaya çalışıyor. Bıraksın biz kendi kendimize yetiyoruz. Karacadağ köylülerinde eşit iş, eşit pay var. Buna saygı duyulsun ve göletimizi kaldırmak yerine ona istediğimiz ismi versin" dedi.

MURAT ÇİFTÇİ - DİHA

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.