
'Hak aramak yasak polis şiddeti serbest'
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, yürüyüşlerine polisin sert bir şekilde müdahale ettiğini hatırlatarak, 'Bu ülkede hak aramak yasak, polis şiddeti ise serbest' dedi.
"Torba Yasa" olarak bilinen, kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerini kısıtlayan 6111 sayılı yasa 3 Şubat 2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek kabul edilmişti. Söz konusu yasa tasarısının TBMM Genel Kurulu'nda görüşüldüğü gün KESK-DİSK-TMMOB-TTB'nin çağrısı ile her türlü engellemeye rağmen Türkiye'nin birçok ilinden Ankara'ya gelen emekçilerin yaptığı yürüyüşe polis müdahale etmiş ve onlarca kişi yaralanmıştı.
Eyleme katılan KESK-DİSK-TMMOB ve TTB yönetici ve üyeleri hakkında "2911 sayılı Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet" gerekçesi ile açılan davanın ilk duruşması 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, dönemin KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, dönemin TTB Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı davanın ilk duruşmasında isnat edilen suçlamalara karşı savunmalarını yapacak.
Duruşma öncesinde KESK DİSK TMMOB ve TTB, Ankara Adliyesi önünde ortak açıklama yaptı. Açıklamada konuşan KESK Genel Başkanı Lami Özgen "Hak aramak yasak, polis şiddeti serbest" diyerek başladığı konuşmasında 2011 yılının ilk günlerinde "torba yasa"nın gündemde olduğunu belirterek, "Bu 'torbanın' içine işverenlerin kamuya olan borçları için af hükümleri konulmuştu. Daha sonra 'torbaya' Yeşil Kartlıların, kamu çalışanlarının, işçilerin haklarını daraltacak maddeler de eklendi. Gerekçesinde 'çalışma hayatındaki esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliğini artırmak, yaygınlaştırmak amacıyla kanun tasarısı hazırlanmıştır' cümleleri ile amaç açıklandı. Tasarı 13 Şubat 2011 günü 216 maddelik bir Kanun olarak 6111 sayı ile kabul edildi" dedi.
Bu nedenle seslerini duyurmak amacıyla emek ve sağlık örgütleri olarak Meclis'e yürüdüklerini hatırlatan Özgen, o dönem polis şiddeti ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirerek haklarında dava açıldığını belirtti.
Özgen, "Türkiye'de de toplantı yapmak, gösteri yürüyüşü düzenlemek temel bir haktır. Bu hak düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır. Meslek örgütleri ve sendikalar yasaların kendilerine verdiği görevi yerine getirdikleri, haklarını kullandıkları için bugün yargılanmaktadır. Oysa demokratik ülkelerde insanlar, seslerini duyurmaya çalıştıkları için yargılanmaz. Hakkımızı aradığımız için yalnızca ceza almayacağımız değil yargılanmayacağımız günler için daha çok çaba göstereceğiz" dedi.
Açıklamanın ardından emekçiler 19. Asliye Ceza Mahkemesi'ne geçerek davayı takip ettiler. DİHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.