
12 Eylülün ilk soruşturması zaman aşımından düştü
12 Eylülde gerçekleşmiş suçlar bakımından açılan ilk soruşturma, dört yıl sonra zamanaşımı nedeniyle düştü.
Kahramanmaraşta, 12 Eylül darbesinden sonra öğretmen Ali Ekber Yürek, Mehmet Ceren ve Fehim Özarslanın işkencede öldürülmesine ve 91 kişinin yaralanmasına ilişkin döneme ilişkin ilk soruşturma zamanaşımından kapandı.
Radikalden İsmail Saymazın haberine göre; Kahramanmaraş Savcısı Müge Zelda Hüner dört yıllık soruşturma sonunda, geçen 17 Kasımda kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. Kararda, Haznedaroğlunun talimatıyla gerçekleşen suçların ayrı ayrı suç oluşturduğu, bunların 765 sayılı TCKnın 146. maddesinde düzenlenen anayasal düzeni alaşağı etmek suçu veya 243. maddede düzenlenmiş cürüm söyletmek için işkence kapsamında kaldığı ifade edildi. Kararda, işkence suçunun somut olduğu vurgulandı.
Kararda, Haznedaroğlu ve diğer şüphelilerin eylemlerinin eski TCKnın 146 ve 243. maddeleri kapsamında kaldığı, bu suçlarda zamanaşımı sınırının en fazla 22,5 yıl olabileceği ifade edildi. 2005te yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni TCKnın 77. maddesinde düzenlenmiş, insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı sınırının olmadığı yönündeki hükmün geçmişe dönük olarak uygulanamayacağı vurgulanarak, kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi.
Ağabey Yürek: O zaman Evren neden yargılandı
Mehmet Yürek, karara itiraz edeceklerini, sonuç alamadıkları takdirde AİHMe başvuracaklarını belirterek, Türkiyede iktidarın yargısı var, hukukun yargısı yok. Bu, Türkiyenin ilk darbe soruşturmasıydı. Ben bir sözcük yazdım diye darbeciler ocağımı söndürürken, ben kardeşlerimi öldürenleri dava edemiyorum. Dört yıl önce referandumla gelen umutlarımız da söndü diyor.
Mehmet Cerenin yeğeni Muzaffer Ceren de, Dosyanın kapatılması büyük bir haksızlıktır. Bu kadar delil ve itirafçı olduğu halde dosyanın kapatılması, AKP iktidarının halka söylediğinin kanıtıdır. Bunları yargılayacağız, gerekeni yapacağız demişlerdi. Ortada zamanaşımı varsa, bu darbeyi yapan general niye yargılanıyor? Demek ki ortada bir suç var.
Öyle zannediyorum ki, dirayetli ve güçlü savcılara ihtiyacımız var. Zamanaşımı biraz bahane. Sonu nereye varırsa varsın, gerçekler ortaya çıkacak. Dedemin ömrü yetmedi, babamınki de belki yetmez ama biz AİHMde de olsa bunun peşini bırakmayacağız dedi.
Dava dosyası
1981 yılında işkencede öldürülen Ali Ekber Yürekin halen Dersimde yaşayan ağabeyi Mehmet Yürek, 2010 yılında savcılığa başvurarak, Kahramanmaraşın Afşin ilçesinde öğretmenlik yapan kardeşi Ali Ekberin 1981de Eğitim Enstitüsü binasında işkencede öldürüldüğünü belirtmiş; dönemin Kahramanmaraş Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı Yusuf Haznedaroğlu ile diğer görevlilerden şikayetçi olmuştu.
Ağabey Yürekin talebi üzerine 2011 yılında kardeşinin Ovacıka bağlı Güney Konak Köyündeki mezarı açılmış ve cesedi Adli Tıp Kurumunda incelenmişti.
Soruşturma dosyası, Kahmanmaraş Başsavcılığından, Kenan Evren ve arkadaşlarının darbe suçuyla yargılandığı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
Ankara, işkencenin Afşinde gerçekleştiğini tespit ederek, dosyayı ilçeye yolladı.
Afşin Başsavcılığı, Ali Ekber Yüreke klasik otopsi işleminin yapılmadığını, intihar kaydı düşülerek, dosyanın kapatıldığını belirledi.
Ölü muayanesine katılan Nevzat Özcan, alınan ifadesinde, Yürekin vücudunun birçok yerinde darp ve cebir izi gördüğünü anlattı.
Bu arada, altı mağdur ile aralarında Ökkeş Şendillerin de olduğu 92 kişi savcılığa başvurarak, aynı tarihte işkence gördüklerini belirterek, suç duyurusunda bulundu.
Soruşturma genişletilince, 1980-1983 yılları arasında salt Yürekin değil, Mehmet Ceren ve Fehim Özarslanın da işkencede öldürüldüğünü saptayan savcılık, dosyayı Kahramanmaraşa göndermişti.İMC
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.