
'Ali İsmail Korkmaz polise taş attı, ölümü kendi kusuru'
Korkmaz'ın ailesinin tazminat davası talebine Bakanlık şaşırtan bir savunma yaptı.
Eskişehirde Gezi protestoları sırasında polisler tarafından dövülerek öldürülen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmazın ailesi tarafından İçişleri Bakanlığına açılan tazminat davasında yapılan savunma şaşkınlık yarattı. Ali İsmailin kaçarken ve dövülürken görüntüleri bulunduğu halde, savunmada Güvenlik güçlerine taş attığı ve aktif olarak polise mukavemet gösterdiği belirtildi. İsmail Saymazın Hürriyette yayımlanan haberine göre, Kayseri Ağır Ceza Mahkemesinde 10ar yıl hapis cezasına çarptırılan polislerin bile böyle bir iddiası olmadığı halde bu savunmayı yapan Bakanlık, ayrıca Korkmazın ölümünün kişisel kusurundan kaynaklandığını vurguladı.
Eskişehirde, Ali İsmail Korkmazın Gezi Parkı protestoları sırasında dövülerek öldürülmesine ilişkin tazminat talebiyle açılan davada, İçişleri Bakanlığı tartışılacak bir savunma yaptı. Dava dosyasında, Korkmazın sadece kaçarken ve dövülürken görüntüleri bulunduğu ve sanıklar tarafından bile taş attığı yönünde bir iddia ileri sürülmediği halde bakanlık, Ali İsmail Korkmaz güvenlik güçlerine taş atmakta ve aktif olarak polise mukavemet göstermektedir denildi. Bakanlık ayrıca Korkmazın ölümünün Kendi söz ve eylemlerinin etkisiyle gelişen ve kişisel kusurundan kaynaklandığını savundu.
Delil bulunmadı
Korkmaz Ailesinin avukatlarının tazminat talebiyle Eskişehir 2. İdare Mahkemesinde açtığı davaya, İçişleri Bakanlığı adına Hukuk Müşavir Yardımcısı Adnan Türkdamar tarafından 19 Aralıkta savunma dilekçesi gönderildi. Davada karar çıkmadan 1 ay önce mahkemeye gönderilen savunmada, Somut olayda Ali İsmail Korkmazın personelimizin idari bir eyleminden kaynaklı olarak hayatını kaybettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak bir delil bulunmamaktadır. Bu husus ancak ceza yargılaması tamamlandığında kesinleşecektir denildi. Savunmada, Korkmazın dövülerek öldürülmesine ilişkin iddianamede yer alan Ölümün kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve buna bağlı komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların kafa travması sonucu oluşan beyin kanaması ile irtibatı bulunabileceği, yani kendisinden mevcut hastalık ile ölümünü hızlandırdı ifadeleri hatırlatıldı. Şahsın ölümünün polisin eylemine bağlı olarak gerçekleşip gerçekleşmediği hususu henüz net olarak ortaya konmuş değildir iddiasında bulunuldu. Korkmazın sadece kaçarken ve dövülürken görüntülerinin bulunduğu ve taş attığı yönünde hiçbir iddia olmadığı halde, Ali İsmail Korkmaz güvenlik güçlerine taş atmakta ve aktif olarak polise mukavemet göstermektedir denildi. İdarenin bir kusurunun olmadığı savunularak davanın reddi istendi.
İdarenin tazmin sorumluluğu yok
Danıştay 10. Dairesinin 25 Nisan 2007 tarihli bir kararına da değinilen savunmada, Bu durumda, ölen şahsın söz ve eylemlerinin etkisiyle gelişen ve kişisel kusurundan kaynaklanan ölüm olayında kişinin olaya katılımı, zarar ile idare arasındaki illiyet bağını kestiğinden olayda idarenin tazmin sorumluluğundan söz etmeye olanak bulunmadığı belirtildi.
Savunmasız gencin canice öldürülmesi
Ailenin avukatı Özlem Şen Abay, sanıkların Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada mahkûm edildiklerini hatırlattı. Ali İsmail Korkmazın, iddia edildiği gibi polise taş atarken ve direnirken bir görüntüsünün olmadığını vurgulayan Abay, şunları söyledi: Sanıkların da böyle bir iddiası yok. Sadece Ali İsmailin öldürülme anı görüntüleri var. Bu görüntülerde de açık bir şekilde ellerinden kurtulmaya çalıştığı tespit edildi. Görüntüler, son derece savunmasız bir gencin canice öldürüldüğünü ispat ediyor. Bu ifade tümüyle dönemin Başbakanının Polis destan yazdı ve Benim esnafım gerektiğinde Alperendir ifadesiyle aynı paralelliktedir. Eylemde idarenin açık hizmet kusuru bulunmaktadır. Adeta, Barışçıl bir gösteriye katılan bir gence polisin bu muameleyi yapma hakkı vardır deniyor. Bu, hukuken de vicdanen de kabul edilebilir değildir.
Yaralama suçundan ceza aldı
Korkmaz davasına bakan Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Ocakta verdiği kararda, sanık polis Mevlüt Saldoğana yaralama suretiyle ölüme sebebiyet vermek suçundan 10 yıl 10 ay, polis Yalçın Akbuluta 10 yıl, 3 sivil sanığa 6 yıl 8 ay, 1 sivil sanığa da 3 yıl 4 ay hapis cezası vermişti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.