
Arınç: Başkanlık siteminde aciliyet görmüyoruz
Hükümet Sözcüsü Arınç Başkanlık sistemi konusunda görüşme yapılmadığını ve aciliyet görmediklerini söyledi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç Başbakanlık Merkez Binasında Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulunun ardından bazı açıklamalarda bulundu.
Arınç, Başkanlık sistemini aciliyet olarak görmediklerini dile getirdi.
Arınçın konuşmalarından satır başları şöyle:
TBMM çalışmaları hakkında, Bakanlar Kuruluna bilgi sunuldu. Yarın, bildiğiniz gibi Türk Silahlı Kuvvetlerine Aden Körfezinde görev yapmasıyla ilgili bir tezkeremiz öncelikle görüşülecektir.
Maden Kanunu
TBMMde, daha sonra Maden Kanununda geri kalan süreler tamamlanacak. Ondan sonra da eğer kabul ederse TBMM gündemine bu iç güvenlik paketi dediğimiz, daha doğrusu emniyet teşkilatımızı ilgilendiren bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına yönelik kanun tasarımız görüşülmeye başlanacaktır. Onun bitirilmesini amaçlıyoruz. Gündem içerisinde, bu kanunun bir an önce yasalaşmasını arzu ediyoruz.
Hava şartlarına önlem
Son günlerde yaşanan lodos ve su baskınları, bunların getirdiği adeta afet haline dönüşmüş kötü hava şartları da gündemimizdeydi. Maalesef sadece Bursada, 3 yurttaşımız hayatını kaybetti. Balıkesir, belki başka illerimizde de hayatını kaybeden, yaralanan oldu. Kamu malları, özel mülkiyetler de zarar gördü, çatılar uçtu, sular bastı ve maalesef trafik felç haline geldi. Bundan dolayı çok üzgünüz. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum. Yine bu tür afetin devam edebileceği endişesi, özellikle bazı bölgeler için, sağanak, aşırı yağışlar tehlikesine karşı da bütün valiliklerimiz, belediyelerimiz gerekli tedbirleri alıyorlar. Aziz milletimize bu vesileyle geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum, ölenlere rahmet diliyorum. Daha büyük zararlar oluşmaması için acilen alınması gereken tedbirlerin de yerine getirildiğini söylemek istiyorum.
Yurt dışındaki okullar
Yurt dışındaki farklı ülkelerde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 66 okul bulunuyor. Birinci konu, bunların çalışma şartlarının, eğitim kalitesinin daha da artırılması, fiziki şartlarının düzeltilmesi.
İkinci konu, Türk okulları olarak bilinen ve dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösteren okulların da şirket mi, dernek mi, vakıf mı, hangi şartlar altında çalışıyorsa çalışsın, Milli Eğitime veya kurulacak vakfa devredilmesi konusunda bir gelişme yaşanıp yaşanmayacağı.
Üçüncü konu ise bu ülkelerde yeni kurulacak sistem içerisinde yeni okulların, kursların veya burs imkanlarının verilmesinin sağlanıp sağlanmayacağı. Bunun gönüllülük ilkesine dayanması konusunda da bir mutabakat oluştuğunu ifade etmiştim. Bugünkü toplantımızda size müşahhas olarak sunacağım, Şöyle bir sistemi düşünüyoruz şeklinde, dört dörtlük bir sunumu maalesef mümkün görmüyorum. Ancak şu konudaki kararlılığımızı tekrar ifade etmek isterim: Okullar konusunda yapabileceğimiz çalışmaların mutlaka elzem olduğunu, gerekli olduğunu, bunun Türkiyenin menfaatleri açısından fevkalade açık ve yakın bir ihtiyaç olduğuna karar verdik.
Şunu örnek vermek istiyorum: Geçtiğimiz toplantıdan sonra da açıkça ifade etmiştim, Yani biz kapattık, bu iş bitti. Böyle bir mantığın dünyanın hiçbir ülkesinde geçerli olmadığını bilmenizi isterim. Bir şirket olarak, ticari faaliyet olarak kurulmuşsa bu okullar, onun sahibi o şirkettir ve onun ortaklarıdır. Bir dernek, bir vakıf veya o ülkedeki ortaklar aracılığıyla kurulmuşsa yine bir hükmi şahsiyete haizdir, onlara Türkiyeden hükmetmek, el koymak, elbette mümkün değildir.
Bazı gazete yazarları bu sistemi beğenmediklerini, kapansın, el koyulsun diyorlar. Hatta savaş tamtamları içerisinde ellerinden, kalemlerinden kan damlıyor. Biz bunu yapamayız. Kendileri de yapamaz ama onlar yazılarında, köşelerinde veya televizyonlarında bazen bu sözleri söyleyebiliyorlar. Biz de hayretle dinliyoruz. Biz böyle bir şey yapmayacağız.
Kurulacak sistem vakıf olacaktır
Devletten devlete bir ilişki şeklinde eğitim konusunu düşünmüyoruz. Bunun mutlaka bir gönüllülük, bir vakıf düşüncesi içinde olmasını arzu ediyoruz. Çünkü düşünün ki başka bir ülke, Türkiyede belli amaçlarla bu tür okullar ve eğitim kurumları açmaya kalksa hepimiz kuşku içinde yaklaşırız. Bunun arka planında ne var acaba deriz. Hükümetten hükümete ilişkilerde, ticari ilişkiler, siyasi ilişkiler, diplomatik ilişkiler vardır ama bir ülkenin, bir başka ülkede eğitim faaliyeti adı altında ne yapacağını, o ülkenin iç istihbaratının da devlet adamlarının da düşünmesi gerekir.
Bir defa, Buna ihtiyaç var mı diye sorarsanız, evet, Sayın Cumhurbaşkanımızın da defalarca söylediği gibi, Sayın Başbakanımızın da bunu teyit eden ifadelerinden bildiğimiz gibi hükümetimizin de ortak kararı, Türkiye içinde ve dışında yeni, nitelikli bir eğitim faaliyetinin başlamasına ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyacı gidermek mecburiyetindeyiz ve olabildiğince bunun bir vakıf sistemi içerisinde, örnekleri de vardır biliyorsunuz, Yunus Emre Vakfı vb. gibi. Nasıl kurabilir, nasıl kaynak temin edebilir, bunlar nasıl denetlenebilir? Bu sistem üzerinde çalışıyoruz.
Bizim bugün söyleyebileceğimiz elbette şudur: Kuracağımız sistem, mutlaka vakıf olacaktır. İsmini de tespit ettik ama bugünden ismini söylemeye herhalde gerek yok. Bir vakıf, yani vakıf senedi olacak, mahkeme tescil edecek ve örneklerinde görüldüğü gibi mutlaka kamu desteğinde ama sivil bir yapılanma olacak. Kamu desteğinin bulunmadığı böyle ciddi bir vakfın ayakta durması da mümkün değildir. Ama pay olarak sorarsanız, herhalde yüzde 70inin sivil bir yapılanma olması, yüzde 30unun da kamu desteğinin bulunması gibi belki bir oran düşünülebilir.
Bu çalışmalar misyonerlik düşüncesiyle değil
Bu çalışmalar misyonerlik düşüncesiyle değil, eğitim diplomasisi veya kültürel diplomasi açısından değerlendirilmesi gerek. Bu konularda fikir birliği içindeyiz.
Şüphesiz böylesine büyük ve değerli organizasyonun hem altyapısını güçlü kılmalıyız hem de sistemini güçlü bir şekilde kurmalıyız, diye düşünüyorum. Çalışmaların devam etmesi ve Milli Eğitim Bakanımızın elindeki projeyi sonuçlandırması talimatını verdi, Sayın Başbakanımız.
Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kuruluna da ihtiyaç yok, bu konu üzerindeki görüşmeler, teknik anlamda sonuçlandığı takdirde, Sayın Milli Eğitim Bakanımızın sizlere dört dörtlük bir bilgi sunabileceğini şimdiden söyleyebilirim.
Başkanlık sitemi
Bu konu Bakanlar Kurulunda tartışılıp hükümet politikası haline getirilmemiştir. Bu konuda bir aciliyet görmüyoruz.
Çiprasın mesajları
Çiprasın ziyareti bizimkinden farklı değil. Biz müzakere masasındayız. Çözüme ulaşmak için bu masadan netice almak konusunda kararlıyız.
Çiftçilerin elektrik borçları
Hayır, hiçbir detay veremem. Böyle bir konu görüşülmedi. Geçen hafta bir sorunuza belediyeler kamu kurumları açısından bilgi vermiştim. O bilgilerim doğrulandı. Bazı belediyeler yapılandırma içine girdiler. Uzlaşmak suretiyle bir kısmının faizlerinin silinmesi geri kalanın da ödenmesi şekliyle geldiğimiz noktayı sizinle paylaşmıştık.İMC
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.