
Atay: 'Batı samimiyet sınavından geçiyor'
Muhalif kimliği ile tanınan tiyatrocu Barış Atay, sağcı partilerin değişmediklerini ve bugünlerin daha erkenden tahmin edilmesi gerektiğini söyledi.
Kürt halkı nasıl yaşacağına kendisi karar verir
Atay, "Ben bir sosyalist olarak Kürt halkının kendisi için doğru bildiği şeyi almak için verdiği mücadelenin yanında dururum, bunun kararını vermek onların hakkı ve haddidir" dedi.
'AKP karakteri itibariyle baskıcıdır'
Atay, "Şimdiye kadar bu tip siyasi partilerin değişimlerinin hiç gerçekçi olmadığını defalarca gördük, çizgilerinden pragmatist anlamda belki sağma yaşadıkları izlenimi bıraksalar da, toplamda hiçbir zaman değiştirmediklerini izledik. Evet, gücü bu kadar elde edince bu kadar büyük bir baskı kuracaklarını bekliyordum ama birçok insanın da beklemesini umut ediyordum ya da görebileceğini ümit ediyordum. Fakat çok düşündüğümüz gibi olmadı ne yazık ki " diye konuştu.
'İktidar baskısına karşı çıkmak insani görevdir'
Akademisyenlerin barış bildirisinin içinin boşaltılmaya çalışıldığının da altını çizen Atay şöyle konuştu:
"Birçok akademisyen AKP'nin kendi ideolojisini ve kendi rejimini iyice sağlamlaştırmak adına kurban edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Burada tartışmaya mahal vermeden, akademisyenlerin yanında olmak bir zorunluluktur zaten. Faşizme karşı diktatörlüğe karşı durma zorunluluğudur. Bugün Kürt illerindeki katliamları cenazelerin verilmeyişini, öldürülen çocukları öldürülen ihtiyarları görmezden gelemezsiniz. Tekrar söylüyorum bu bir devlet karşıtlığı ya da bir Kürt Hareketi yandaşlığından bahsetmiyorum. Siyaseten eleştirme hakkı herkesin saklıdır. Ama vicdani olarak bu ülkede bu topraklarda yaşayan bir insan olarak bu baskıya karşı çıkma bir insani görevdir."
'Bugün susarsanız yarın yaşam alanı bulamazsınız'
"Sadece Diktatör" adlı tek kişilik oyunun çıkış koşularından da bahseden Atay, muhalif bir sanatçı duruşunun "topluma baskı altındayken bile geri adım atmayarak gerçekleri göstermek" olması gerektiğini belirterek, oyun için şunları söyledi: "Türkiye'deki sanki 15 yılı anlatan ama dünya genelinde bir diktatörlük müessesesini, ne olduğunu anlamamıza yardımcı olan bir metindir. Çünkü bizim derdimiz salt Erdoğan salt AKP, salt Türkiye'deki reel siyaset ya da günlük konjüktür değil, 14'üncü Lui'nin Fransa'sından tutun da bugün işte Ortadoğu'da yaşananlara kadar diktanın nasıl oluştuğuna dair imgeler dinamikler çok değişmiyor. Aslında halkın burada bilerek ya da bilmeyerek çok büyük bir etkisi var. Bizim anlatmaya çalıştığımız da bu. Bu diktatörler bu faşist rejimler bu baskıcı ortamlar tek başına oluşmuyor sadece kendi yandaş ve taraftar kitleleriyle bu kadar güçlenmiyor bu insanlar. Biz konuşmadığımız sürece biz sustuğumuz sürece biz görmezden geldiğimiz sürece güçleniyorlar ve o kadar güçleniyorlar ki konuşmak isteyeceğin zaman konuşabileceğin bir ortam kalmamış oluyor."
'Özyönetim modeli tüm Türkiye için gerekli'
Özyönetimin Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu belirten ve "Neden İzmir'de Aliağa petrol rafinerisinden kazanılan para İzmir'in kendi halkı için kullanılmasın ki" sorusunu yönelten Atay, "Neden Karadeniz'de toplanılan çaydan elde edilen gelir yoksul Karadeniz halkının bir kazancı olmasın. Neden Batman'daki petrolden Batman halkı bir şey kazanmasın neden Çukurova'daki pamuktan Hatay'daki insan yararlanmasın. Böyle bir şey istemekte ne gibi bir sorun olabilir ki. İşte mesele şu: eğer anlayamadıklarını düşünüyorsak karşıdakinin ne istediğimizi daha net anlatmayı tercih etmemiz lazım" diye konuştu.
'Batı samimiyet sınavından geçiyor'
Atay, herkesin samimiyete çağırdı. Atay şunları kaydetti: "Türkiye halkının ya da Kürdistan'ın içinde yaşanılan herhangi bir sorunu görmezden gelerek batıda bir polisin öldürdüğü bir devrimci için ayağa kalkıp daha sonra doğuda polisin öldürdüğü bebeği bile görmezden gelerek ve polisi kahraman ilan ederek bir samimiyete de ulaşamayız. Bırakın mücadeleyi bir samimiyet değil zaten bu. Polis aynı polis devlet aynı devlettir. 7 Haziran öncesine sonrasına kadar hiçbir şey yoktu. İnsanlar sokaklardan yürürken keskin nişancılar tarafından öldürülmüyordu. İnsanların evine tank atışı yapılmıyordu. Ne oldu da böyle oldu? Yani sadece sokaklara hendek kazıldığı için mi böyle oldu. Bir ülkede yaşıyorsanız o ülkedeki sorunlarında kendinize bir görev edindiyseniz kendinizi muhalif olarak kabul ediyorsanız, en azından biraz düşünmeniz lazım. Ama bir biat kültürü ile bir ırk veya kimlik siyasetiyle, kendi kimliğini diğerinden daha ulvi daha ulu görerek bir yere varamazsınız bu muhalefet etmek değil. Bu sadece ideolojiniz açısından propaganda demektir. Hamaset yapmaktır o zaman bir yere varamayız."
DİHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.