
'Barış için bir heyet oluşturulmalı'
'Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı'nda bölgede yaşayan farklı kimlik ve inançların katılımı ile birlikte ortak bir yaşamın inşası noktasında tartışmalar yürütülecek.
A+A-
Konferansa katılacak olan Aleviler, yıllarca kendilerini ifade etmelerine fırsat verilmediğini belirterek, taleplerini konferansa taşıyacaklarını söyledi. İslami kesimler ise inkar politikalarının sonucunda Kürtlerin dini inançlarını bile öğrenemediğini vurguladı ve konferansla birlikte Kürtlerin kendi ortak değerlerini biraraya getireceğini dile getirdi.
Kürt sorunu ekseninde çözüm tartışmaları ve önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde Kürt sorununun tartışılması ve çözümü için 4 ayrı konferansın yapılması kararı alınmıştı. Bu kapsamda çok sayıda Kürt siyasi parti ve demokratik kitle örgütü tarafından 15-16 Haziran'da Diyarbakır'da "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" gerçekleştirilecek. Bölgede yaşayan tüm farklılıkların nasıl bir statü istediğinin belirleneceği ve her kesimin ortaklaşarak sürece ilişkin ortak bir tutum alacağı konferans, "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" adıyla düzenlenecek. Konferansın hazırlık çalışmaları devam ederken, Alevi, Ermeni, Ezîdi ve İslami çevreden de birçok delegasyon bölgedeki farklı inançların birarada yaşaması noktasında görüş ve önerileri ile konferansa katılacak. Konferans öncesi DİHA'ya konuşan bu çevreler, bölgede her kesimin kendi kimliğiyle, kendini ifade etmesi ve bu temel üzerine inşa edilmiş ortak bir yaşamın kurulması gerektiğine dikkat çekti.
'Geleceğe yönelik planlamaların bir basamağı'
Konferansın çağrıcıları aracında yer alan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Cafer Koluman, Aleviler olarak konferansı önemsediklerini belirterek, çözüm tartışmalarının yaşandığı bir süreçte bölgedeki farklı kesimlerin bölgenin geleceğine ilişkin bir araya gelmesinin çok önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Bölgede yıllardan bu yana acı, kan ve gözyaşının eksik olmadığını ifade eden Koluman, "Bunun bitmesi gerekiyor. Bir anlamda da Kürtler ile bu coğrafyada yaşayan diğer kimliklerin kendi kimlikleriyle, kendilerini ifade etmesi hepimizin beklentisidir. Bu itibarla bu konferansın daha çok Kürtler arasındaki birlikteliği sağlayacak bir amaca hizmet etmesi lazım. Kürtlerin gerçekten kendi kimliğiyle ortak yaşamının ortaya konulması gerekir. Aynı şekilde bu coğrafyada yaşayan inançların da kendi özgün kimliğiyle kendisini ifade etmesi gerekmektedir. Bu nedenle biz Aleviler de bu coğrafyada yaşamak istiyoruz. Yüzyıllardır iktidar ve sistemin Aleviler üzerinde ötekileştirmesi ve baskısı söz konusudur. Bu da yetmezmiş gibi asimilasyona hizmet eden politikaların hedefine konulmuştur. Bu açıdan kendi sorunlarımızla Kürdistan'da yaşayan başta Kürtler olmak üzere diğer etnik kesimlerin, farklı inançların sorunların etrafında ortaklaşarak bir sonuç elde etmek istiyoruz. Çünkü geleceğe yönelik planlamaların da bir basamak olarak görmekteyiz" dedi.
'Hükümet ile taraflar arasında barış için köprü görevi görecek bir heyet oluşturulmalı'
Farklı kimliklerin kendi gerçek kimliğini kazanmasının yolunun mazlumların ve ezilenlerin bir araya gelmesiyle mümkün olabileceğini kaydeden Koluman, şunları dile getirdi: "Bu coğrafyanın bir gerçekliği olarak bizim de bir takım beklentilerimiz vardı. Alevilerin de bu topraklarda kendi kimlik, kültürüyle yaşaması, kendini ifade etmesi ve yıllarca baskılara maruz kalan kendi özgün değerlerimizi ifade edeceğimiz bir ortam olacaktır. Bundan hareketle Aleviler olarak taleplerimizi de konferansa taşıyacağız. Taleplerimizde ortaklaşma noktasında temennilerimiz olacak. Bunları konferansa katılan delegelerle ortak bir sorun haline getirmek ve bunu bir an önce hayata geçirme noktasında beklentilerimiz olacaktır." Konferansın çözüm süreci ile ilişkisine ilişkin değerlendirmede bulunan Koluman, "Ciddi anlamda gerçek bir barış hayata geçirilecekse, devletin de bir takım fedakarlıkta bulunması gerekiyor. Bu konferansta hükümetin ciddi anlamda toplumsal barışa zorlayabilecek bir sonuç bildirgesinin ortaya çıkması gerekir ve bir heyetin oluşturulması gerekir. Bu heyet tarafsız ve bağımsız bir şekilde hareket etmeli. Hükümet ile taraflar arasında barışa hizmet edebilecek köprü görevini görecek bir heyetin bu konferansta belirlenmesi gerekir" dedi.
Farklı kesimlerin ortaklaşarak neler yapabileceğini tartışacağı bir konferans
Konferansın bir diğer çağrıcısı Nubîhar Eğitim ve Kültür Derneği'nin Genel Başkanı Mehmet Rauf Çiçek ise, konferansın Ortadoğu'nun yeniden inşa edildiği bir döneme denk geldiğini ifade ederek, "Bu süreçte de Kürtler yüzyıl önce hak ettikleri ve samimi olarak da talep ettikleri haklarını elde etmek anlamında bir uğraş, bir mücadele içindedirler. Konferansın da böyle bir döneme denk gelmesi özellikle Arap baharından sonra Türkiye'nin de Kürt sorununun çözümü konusunda yeni bir sürece girmesi noktasındaki bu evrede acaba neler yapabiliriz? Birlikte nasıl bir hareket tarzı geliştirebiliriz? Neler istiyoruz? Ortak komisyonlar ya da örgütlenmeler yapabilir miyiz? Bu noktada görüş alışverişinde bulunmak üzere Kuzey Kürdistan'da yaşayan insanlar, halklar olarak böyle bir konferans düzenlenme ihtiyacı hissedildi" dedi ve konferansın önemine dikkat çekti.
'Her kesimin kendi rengiyle yaşayacağı bir yaşam için öneriler götüreceğiz'
Konferansa herkesin kendi rengini koruyarak, birlikte ortak bir yaşamın oluşturulması için bir takım öneriler götüreceklerini belirten Çiçek, "Kürdistan ve Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada barışın, kardeşliğin, birlikte yaşamanın esas alınması gerektiğine inanıyoruz. Kimin hakkı teslim edilmemiş ise kime zulüm edilmişse bunların haklarının teslim edilmesi gerektiğini düşüncesindeyiz. Kürdistanî halkların hakları söz konusu olduğundan dolayı bizim konferansa götüreceğimiz esas konu Kürdistan'da yaşayan Kürtlerin ve diğer azınlıkta kalan halkların birlikte yaşama, birlikte hak talep etme yöntemlerinin nasıl olması gerektiği, neler yapması gerektiği olacaktır" dedi. Konferansla ortak paydanın ve ortak bir düşünce etrafında görüşlerin belirtilmesi gerektiğini ve bununla ilgili bir sonucun çıkartılması gerektiğini düşündüklerini kaydeden Çiçek, "Şu ana kadar özellikle Kürtlerde ve Kürdistan'da birlikte bir yaşam biçimi fazla reva görülmemiş, öyle bir ortam da oluşturulmamış. Birbirine kırdırtma politikalarıyla, ya inançlar boyutuyla ya da kavmi ırklar boyutunda toplum birbirine kırdırtılmıştır. Biz bu kırdırtmaların, nefret dilinin oluşmaması için bu konferansın bir vasıta olmasını gerektiğine inanıyoruz. Konferansta da birlikte ortak bir yaşam için birlikte nasıl hareket edilebileceğinin organlarının oluşturulması için tartışmaların yürütülmesi gerekir. Böyle bir netice verdiği takdirde; Kürtler bu çözüm sürecinde, özellikle şu anda bir anlamda 90 yıllık Türkiye tarihinde Kürtleri ret, inkâr eden ve asimile eden bir anlayışın sonlandırılması için, bu çözüm sürecinde aktif rol alabileceğini ve bu anlayışı yıkabileceğine inanıyoruz. Fakat bunun da tek çıkış yolunun da Kürdistan'daki yapıların örgütlenmeleri ve birlikte hareket etmesinden geçtiğine inanıyoruz" diye konuştu.
'Sorunların çözümüne yönelik ortak tutum belirlenecek'
Konferansın Kürtler arasındaki birliğin sağlanması yönünde tartışmaların olacağı bir konferans olacağını belirten Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAY-DER) Başkanı Zahit Çiftkuran ise konferansa tüm farklı inanç ve mezheplerden delegelerin katılacağını kaydetti. Çiftkuran, konferansta esas olarak Kürtlerin birliği, Kürtlerin kendilerini görebileceği bir anayasa çerçevesinin nasıl olması gerektiği ve çözüm sürecine ilişkin tartışmaların yürütüleceğini belirtti. Kürtlerin yıllarca hedefe alındığı inkar politikaları sonucunda dini inançlarını bile öğrenemediğini dile getiren Çiftkuran, "Bugüne kadar Kürtler gerçek anlamıyla dinlerini yaşayamamışlardır. Bunun tartışılması gerekir. Bizler nasıl Müslümanlığı dile getireceksek, Aleviler, Êzîdîler, Ermeniler de sorunlarını, sıkıntılarını bu konferansta dile getirecektir. Tüm kesimler zenginlikleri renkleriyle bir araya gelerek, Kuzey Kürdistan'daki sorunların çözümüne yönelik ortak bir tutum belirleyecektir" dedi.DİHA
Kürt sorunu ekseninde çözüm tartışmaları ve önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde Kürt sorununun tartışılması ve çözümü için 4 ayrı konferansın yapılması kararı alınmıştı. Bu kapsamda çok sayıda Kürt siyasi parti ve demokratik kitle örgütü tarafından 15-16 Haziran'da Diyarbakır'da "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" gerçekleştirilecek. Bölgede yaşayan tüm farklılıkların nasıl bir statü istediğinin belirleneceği ve her kesimin ortaklaşarak sürece ilişkin ortak bir tutum alacağı konferans, "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" adıyla düzenlenecek. Konferansın hazırlık çalışmaları devam ederken, Alevi, Ermeni, Ezîdi ve İslami çevreden de birçok delegasyon bölgedeki farklı inançların birarada yaşaması noktasında görüş ve önerileri ile konferansa katılacak. Konferans öncesi DİHA'ya konuşan bu çevreler, bölgede her kesimin kendi kimliğiyle, kendini ifade etmesi ve bu temel üzerine inşa edilmiş ortak bir yaşamın kurulması gerektiğine dikkat çekti.
'Geleceğe yönelik planlamaların bir basamağı'
Konferansın çağrıcıları aracında yer alan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Cafer Koluman, Aleviler olarak konferansı önemsediklerini belirterek, çözüm tartışmalarının yaşandığı bir süreçte bölgedeki farklı kesimlerin bölgenin geleceğine ilişkin bir araya gelmesinin çok önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Bölgede yıllardan bu yana acı, kan ve gözyaşının eksik olmadığını ifade eden Koluman, "Bunun bitmesi gerekiyor. Bir anlamda da Kürtler ile bu coğrafyada yaşayan diğer kimliklerin kendi kimlikleriyle, kendilerini ifade etmesi hepimizin beklentisidir. Bu itibarla bu konferansın daha çok Kürtler arasındaki birlikteliği sağlayacak bir amaca hizmet etmesi lazım. Kürtlerin gerçekten kendi kimliğiyle ortak yaşamının ortaya konulması gerekir. Aynı şekilde bu coğrafyada yaşayan inançların da kendi özgün kimliğiyle kendisini ifade etmesi gerekmektedir. Bu nedenle biz Aleviler de bu coğrafyada yaşamak istiyoruz. Yüzyıllardır iktidar ve sistemin Aleviler üzerinde ötekileştirmesi ve baskısı söz konusudur. Bu da yetmezmiş gibi asimilasyona hizmet eden politikaların hedefine konulmuştur. Bu açıdan kendi sorunlarımızla Kürdistan'da yaşayan başta Kürtler olmak üzere diğer etnik kesimlerin, farklı inançların sorunların etrafında ortaklaşarak bir sonuç elde etmek istiyoruz. Çünkü geleceğe yönelik planlamaların da bir basamak olarak görmekteyiz" dedi.
'Hükümet ile taraflar arasında barış için köprü görevi görecek bir heyet oluşturulmalı'
Farklı kimliklerin kendi gerçek kimliğini kazanmasının yolunun mazlumların ve ezilenlerin bir araya gelmesiyle mümkün olabileceğini kaydeden Koluman, şunları dile getirdi: "Bu coğrafyanın bir gerçekliği olarak bizim de bir takım beklentilerimiz vardı. Alevilerin de bu topraklarda kendi kimlik, kültürüyle yaşaması, kendini ifade etmesi ve yıllarca baskılara maruz kalan kendi özgün değerlerimizi ifade edeceğimiz bir ortam olacaktır. Bundan hareketle Aleviler olarak taleplerimizi de konferansa taşıyacağız. Taleplerimizde ortaklaşma noktasında temennilerimiz olacak. Bunları konferansa katılan delegelerle ortak bir sorun haline getirmek ve bunu bir an önce hayata geçirme noktasında beklentilerimiz olacaktır." Konferansın çözüm süreci ile ilişkisine ilişkin değerlendirmede bulunan Koluman, "Ciddi anlamda gerçek bir barış hayata geçirilecekse, devletin de bir takım fedakarlıkta bulunması gerekiyor. Bu konferansta hükümetin ciddi anlamda toplumsal barışa zorlayabilecek bir sonuç bildirgesinin ortaya çıkması gerekir ve bir heyetin oluşturulması gerekir. Bu heyet tarafsız ve bağımsız bir şekilde hareket etmeli. Hükümet ile taraflar arasında barışa hizmet edebilecek köprü görevini görecek bir heyetin bu konferansta belirlenmesi gerekir" dedi.
Farklı kesimlerin ortaklaşarak neler yapabileceğini tartışacağı bir konferans
Konferansın bir diğer çağrıcısı Nubîhar Eğitim ve Kültür Derneği'nin Genel Başkanı Mehmet Rauf Çiçek ise, konferansın Ortadoğu'nun yeniden inşa edildiği bir döneme denk geldiğini ifade ederek, "Bu süreçte de Kürtler yüzyıl önce hak ettikleri ve samimi olarak da talep ettikleri haklarını elde etmek anlamında bir uğraş, bir mücadele içindedirler. Konferansın da böyle bir döneme denk gelmesi özellikle Arap baharından sonra Türkiye'nin de Kürt sorununun çözümü konusunda yeni bir sürece girmesi noktasındaki bu evrede acaba neler yapabiliriz? Birlikte nasıl bir hareket tarzı geliştirebiliriz? Neler istiyoruz? Ortak komisyonlar ya da örgütlenmeler yapabilir miyiz? Bu noktada görüş alışverişinde bulunmak üzere Kuzey Kürdistan'da yaşayan insanlar, halklar olarak böyle bir konferans düzenlenme ihtiyacı hissedildi" dedi ve konferansın önemine dikkat çekti.
'Her kesimin kendi rengiyle yaşayacağı bir yaşam için öneriler götüreceğiz'
Konferansa herkesin kendi rengini koruyarak, birlikte ortak bir yaşamın oluşturulması için bir takım öneriler götüreceklerini belirten Çiçek, "Kürdistan ve Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada barışın, kardeşliğin, birlikte yaşamanın esas alınması gerektiğine inanıyoruz. Kimin hakkı teslim edilmemiş ise kime zulüm edilmişse bunların haklarının teslim edilmesi gerektiğini düşüncesindeyiz. Kürdistanî halkların hakları söz konusu olduğundan dolayı bizim konferansa götüreceğimiz esas konu Kürdistan'da yaşayan Kürtlerin ve diğer azınlıkta kalan halkların birlikte yaşama, birlikte hak talep etme yöntemlerinin nasıl olması gerektiği, neler yapması gerektiği olacaktır" dedi. Konferansla ortak paydanın ve ortak bir düşünce etrafında görüşlerin belirtilmesi gerektiğini ve bununla ilgili bir sonucun çıkartılması gerektiğini düşündüklerini kaydeden Çiçek, "Şu ana kadar özellikle Kürtlerde ve Kürdistan'da birlikte bir yaşam biçimi fazla reva görülmemiş, öyle bir ortam da oluşturulmamış. Birbirine kırdırtma politikalarıyla, ya inançlar boyutuyla ya da kavmi ırklar boyutunda toplum birbirine kırdırtılmıştır. Biz bu kırdırtmaların, nefret dilinin oluşmaması için bu konferansın bir vasıta olmasını gerektiğine inanıyoruz. Konferansta da birlikte ortak bir yaşam için birlikte nasıl hareket edilebileceğinin organlarının oluşturulması için tartışmaların yürütülmesi gerekir. Böyle bir netice verdiği takdirde; Kürtler bu çözüm sürecinde, özellikle şu anda bir anlamda 90 yıllık Türkiye tarihinde Kürtleri ret, inkâr eden ve asimile eden bir anlayışın sonlandırılması için, bu çözüm sürecinde aktif rol alabileceğini ve bu anlayışı yıkabileceğine inanıyoruz. Fakat bunun da tek çıkış yolunun da Kürdistan'daki yapıların örgütlenmeleri ve birlikte hareket etmesinden geçtiğine inanıyoruz" diye konuştu.
'Sorunların çözümüne yönelik ortak tutum belirlenecek'
Konferansın Kürtler arasındaki birliğin sağlanması yönünde tartışmaların olacağı bir konferans olacağını belirten Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAY-DER) Başkanı Zahit Çiftkuran ise konferansa tüm farklı inanç ve mezheplerden delegelerin katılacağını kaydetti. Çiftkuran, konferansta esas olarak Kürtlerin birliği, Kürtlerin kendilerini görebileceği bir anayasa çerçevesinin nasıl olması gerektiği ve çözüm sürecine ilişkin tartışmaların yürütüleceğini belirtti. Kürtlerin yıllarca hedefe alındığı inkar politikaları sonucunda dini inançlarını bile öğrenemediğini dile getiren Çiftkuran, "Bugüne kadar Kürtler gerçek anlamıyla dinlerini yaşayamamışlardır. Bunun tartışılması gerekir. Bizler nasıl Müslümanlığı dile getireceksek, Aleviler, Êzîdîler, Ermeniler de sorunlarını, sıkıntılarını bu konferansta dile getirecektir. Tüm kesimler zenginlikleri renkleriyle bir araya gelerek, Kuzey Kürdistan'daki sorunların çözümüne yönelik ortak bir tutum belirleyecektir" dedi.DİHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.