
Erdoğandan Önemli Açıklamalar
Başbakan Erdoğan, yasa dışı dinlemeler konusunda titizlikle çalıştıklarını ifade ederek, Şimdi açıklamaya kalkarsak çözemeyiz. Bunu yapacaksak tam kazımamız lazım; hukuk içinde yerli yerine oturtmamız lazım dedi.
Başbakan Erdoğan, Yirmidört TVnin canlı yayınında Mustafa Karaalioğlunun sorularını yanıtladı. Yasa dışı telefon dinlemelerini dile getiren, kendisinin de dinlenildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu konuda sabırla ve titizlikle çalıştıklarını, zamanı gelince adım atacaklarını ifade ederek, Açıklamaya kalkarsak çözemeyiz. Bunu yapacaksak tam kazımamız lazım; hukuk içinde yerli yerine oturtmamız lazım dedi. Bu dinlemelerin casusluk olduğunu, gizli devlet bilgilerinin de dinlendiğini ifade eden Başbakan, konunun çok ehemmiyet taşıdığını ifade etti.
EROĞAN'IN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
"80 BİN BROŞÜR BASTIRMIŞLAR"
Bir soru üzerine cemaat yapısından bu saldırıları beklemediğini anlatan Erdoğan, 80 bin broşür bastırmışlar, dağıtıyorlarmış evlerin altından atıyorlar vesaire. Bunlar yakalandı diye konuştu. Fethullah Güleni eleştiren Başbakan, Paralel yapının başındaki zat, ben bugüne kadar oy kullanmadım, kullanmayacağım diyor ama yönlendiriyor ifadelerini kullandı ve Denizlide cep telefonlarına AK partiye oy vermeyin de kime verirseniz verin şeklinde mesajlar atıldığını ifade etti.
BUNLARIN ÜÇ HASLETLERİ VAR"
Takiyye var, yalan var, iftira var; üçünün neticesi fitne var, fesat var. Bunlar şiayı geçmiş vaziyette. Yalan hakeza. Senin çok iyi tanıdığın arkadaşların bana bu yalanları söylediler. Biz onlara yalan söyleyecek insanlar değil diye düşündük, ama şimdi ağzıyla kuş tutsalar bitti diye konuştu.
Namuslular, namussuzlar kadar cesur olmazsa bu iş çözülmez. İstediği kadar tehdit olsun; insanlar devletine güvenmek zorundadır. Gerekirse koruma altına alırız. Bize açıkça durumlarını anlatanlar olursa biz gerekeni yaparız
"YASAMA ORGANINI TANIMAYAN HESABINI VERİR"
"HSYKnın bundan önce devreye girmesi gerekirdi ama girmemişti. Bu tür yerlerde olanlar bir makamın kendilerini hesaba çekeceğini düşünmezse bu ülkede düzen kurulmaz. Birisi kalkıp yasama organını tanımıyorum diyorsa bunun hesabını vermesi gerekir ifadelerini kullandı..
PARALEL YAPININ BAŞINDAKİ ZAT, PENSİLVANİA, BİLİYORSUNUZ KAİNATIN İMAMIDIR
Biz hep iyi niyetle baktık. Öyle zannediyorum ki, sizin de bu noktada böyle bir şey ile karşı karşıya gelmek gibi bir düşünceniz olmadı. Dün çok dostça bir arada oturup yemek yediğiniz, dertleştiğiniz insanlar şimdi karşınıza geçmiş, icabında kendi köşelerinden, gazetelerinden atışlar yapıyor. Bize zaten her türlüsünü yapıyorlar. Daha da öteye gitmek suretiyle, mesela bu akşam aldım, 80 bin broşür bastırmışlar, çeşitli basın yayın organlarından elde etmek suretiyle bunları dağıtıyorlarmış. Bu noktada bunlar yakalandı. Aynı şekilde Siirtte söylediler, 2 gün önce hazırladıkları 5-6 sayfalık broşürleri evlere atıyorlar. Orada da teşkilatımızın böyle bir şeyi söz konusu oldu. Dolayısıyla bunu artık yaygınlaştırıyorlar. Seçim gününe kadar bunun bu şekilde devam edeceği ortada. İçişleri Bakanlığı, Emniyet Teşkilatı istihbari olarak hepsi çalışmaya girerek şuanda gerekli müdahaleler gerektiği anda yapılıyor. Paralel yapının başındaki zat, Pennsylvania, biliyorsunuz kainatın imamıdır o. O şöyle diyor, ben bugüne kadar oy kullanmadım, oy kullanmayacağım diyor ama yönlendiriyor. Denizlide SMSler geçiliyor, bu SMSlerde kullanılan şey şu, AK Partinin dışında hangi partiye oy verirseniz verin, yeter ki AK Partiye oy verin bu nedir. 10 sene önce Pensilvaniadaki zat o zaman ya doğru yaptı ya yanlış yaptı, o zaman bizimle beraber hareket ediyorlardı. Biz aynı AK Partiyiz. Şimdi ne oldu. Ya orada yanlış yaptı, ya burada. Ya orada doğru yaptı, ya da belki burada doğru yapmış olabilir
ADETA BİZ ONLARA REFERE OLDUK
Böyle bir şey söz konusu olamaz diye cevap veren Erdoğan, Başbakan olduktan sonra hükümeti kurduk, o zaman Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelike daha birinci senesiydi, dedim ki, ben bu dershane sistemine karşıyım. Bu konuda hazırlıklarını yap, biz bu dershaneleri reforme edelim, bunlarla bizim yürütmemiz mümkün değil dedim. Buna göre bir adım atmanın yoluna girdik. Derdim benim şuydu, siyasette dün bir bugün iki böyle birisi değilim. Arazide on yıllarını vermiş birisiyim, Anadoluda benim halkım, bizi ne zaman bunlardan kurtaracaksınız hep bunu söylüyordu. Dershane doğruysa devletin bu okulları niye. Kaldı ki devletin okulları bir şey veremiyor, dershane mi veriyor, siz alacaksınız, ilkokul, orta okul, lise yetiştireceksiniz, orada kalkacak 6 ay 9 ay neyse dershane gidecek, diğerini silip atıyorsun, hiçbir şey veremedi bu devletin okulları, özel okullar ama bu dershane verdi böyle bir mantı olamaz, bundan işi sıyırmamız lazım. Mardinde bir hanımefendi yanımıza geldi, ben ortaokulu kendi gayretlerimle okudum, liseyi dışarıdan okudum, ardında hukuk fakültesini bitirdim. Ben dershaneye gitmedim, şuanda da partide çalışan birisiyim dedi. Bu hanımı dinlediğim zaman işin gerçeğini gördüm. Davarını satacak, bileziklerini satacak çocuğunu okutacak. Bunun yüzde 100 istediği üniversiteye girme diye bir teminatı yok, biz burada dershaneler olayını reforme edelim, bunu kaldıralım derken, diyorduk ki, okullara dönüşelim. Bunun ilk adımını biz hizmet alımı yoluyla dedik ki, bu tür kurulmuş okullara biz öğrenci verelim, bize maliyeti neyse bu maliyet üzerinden o zaman benim açıklamalarım öyleydi, ödemelerini yaparız, onlarda bize bu hizmeti verirler. Bizde okul yatırımı minimuma indirmiş oluyoruz. O zaman Danıştay bizim attığımız adımı bozdu, reddetti. O zaman ki gazeteleri hatırlayın cemaate destek olsun diye hükümet bunu yaptı diyorlardı. Sadece onların kursları yoktu ki, başka dershanelerde vardı. Kim bize hizmet ederse bu tür bir alımı yapacaktık. Burada da bizim böyle bir şeyimiz asla söz konusu değil. Devletin daireleri ile dershanelerin ne alakası var. Devlette çalışanların dershanelerle ne alakası var. Dünyanın değişik yerlerinde okulları var. Yaptığımız seyahatlerde beyefendinin okullarına bizi davet ederlerdi, biz o okullara gittik, Bakan arkadaşlarım gitti. Adeta biz onlara refere olduk. Onların da onlara bakışı bizim bakışımız sebebiyle farklıydı. Biz bu yaklaşımı ortaya koyan bir iktidar burada kalkıp ta niye böyle bir yelle uğraşsın ki. Biz sağlıkta nasıl bir reform yaptıysak, bir çok konularda nasıl reform yaptıysam, biz hükümetin idari yapısında bile reform yaptık, 35-36 bakan ile aldık biz bu iktidarı, 25e indirdik .
DEVLETİN BAZI KURUMLARINA, HASSAS KURUMLARINA SIZMAYI BAŞARDILAR
Biliyorsunuz bunların içinden olup ta ayrılan bazı arkadaşların da ifade ettiği gibi bizim da yaptığımız bazı tespitlerde şunu görüyoruz, bu iş 30-35 yıllık mazisi var. 30-35 yıllık böyle bir hazırlığı yaptılar. Bu hazırlıkla da devletin bazı kurumlarına, hassas kurumlarına sızmayı başardılar. Bu niyet samimi değildi, art niyetliydi. Birde biz bu devleti bu yollarla nasıl ele geçireceğiz. Ben son gelişmelerin en hayırlı boyutunu bu gelişmeler olarak görüyorum. Bu iyiki oldu, burada bize düşen ciddi manada devleti bu virüslerden temizlemek. Bunu yapmamız gerekiyor, atılacak adım budur. Nerelere kadar nüfuz ettiği görülüyor. Önümüze bilgiler akmaya başladı, havuz bu noktada zenginleşiyor. Son MGKda yaptığımız basın açıklamasında söylendiği gibi burada ulusal güvenliği bir tehdit var, ulusal güvenliğe olan bu tehdidi görmezlikten gelemeyiz. O bildiride de ifade edildiği gibi biz burada gerekli tedbirleri almak durumundayız. Bizim attığımız adım bu gerekli tedbirleri almak istikametindedir. Benim Enerji Bakanımla yaptığım görüşme, diyelim ki, uluslararası bir tahkim kurumu var, bu tahkim kurumu ile ilgili atması gereken adım, bu adımla ilgili bana verilen bilgiler sen bunu dinliyorsun. Bu tamamen casusluktur. Böyle bir casusluğu yapacak kadar bunlar istikametini şaşırmış vaziyette. Bunların olayı basit ajanlık olayı değil, casusluk bu. Biz kışa göre tedbirimizi alalım yaz olursa bahtımıza. İyi niyetimizin kurbanı olduk. Biz hiç kimse için, devletin kurumları içinde olan kimse için böyle bir şeyi düşünemeyiz ki. Devletin kurumları içine girerken bunların güvenlik vs bütün bunları yapılıyor. Kavun değil ki bu insan. Memur alıyorsun devlete, alırken bütün iç güvenlik araştırmaları yapılır, bununla da devlete girer. Ama bunlar oralara sızmışlar, istihbarat teşkilatına sızmışlar. İstihbarat teşkilatı diyorsun devletin, eğer sen ona güvenmezsen demek ki sen art niyetli davranıyorsun. Eğer ben Emniyet Teşkilatının istihbaratına güvenemezsem, MİTe güvenemezsem nereye güveneceğim. Bunu ben kurmadım ki, biz kurmadım ki, üzerimizde bulduk. İstediğiniz kadar denetleyin, denetleme görevini verdiğiniz kişi de o
YOLSUZLUK İDDİALARI
Biz yola çıktığımızda 3Y başlığımız vardı: Yolsuzluk, Yoksulluk, yasaklar. Biz bunlarla mücadele etmeseydik bu noktalara gelmezdik. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolardı, şimdi Türkiye'nin geliri 800 milyar doların üstünde. Faizler ve Gayri Safi Hasıla, enflasyon rakamları ortada. İngiltere merkezli uluslararası şeffaflık örgütü var. 2002 yılında Türkiye yolsuzlukta 65. sıradaydı. 2013'te Türkiye 53. sıraya gerilemiş
Bu olayların Türkiye'nin ekonomisini etkilemesi artık mümkün değil. Ekonominin zemini sağlam. Türkiye'de istikrar ve güven var. Kendi içinde birbirine düşen bir hükümet olsaydı şimdiden tıpkı önceki hükümetler gibi dağılırdı
Biz STK'lar değil, devlet içinde karar mekanizmaları içinde yer alıp da yanlışa sevk edenler varsa gereğini yapacağız. Bizimle ilgili özel bazı mahrem şeyleri araştıranlar varsa, bunun uluslararası nitelikleri varsa bunlara yerinde kalabilir diyebilir miyiz Artık bir savcının veya bir mahkemenin veya tek hakimin verdiği kararla dinleme mümkün değil. O konuda siparişler vardı. Artık gayri hukuki dinleme bu ülkede kalmayacak. Dinleme paranoyasından Türkiye kurtulacak. Amirine itaat eden değil, abilerine itaat eden mantık vardı. Bir yargı imamı, emniyet imamı gibi imamları duyduk. Oysa biz imamı sadece camide bilirdik. Şimdi bir de alufte çıktı. Bunları konuşurken haya ediyorum. Biz hallere düşecek miydik! Bu hale nasıl geldik. buna çanak tutan işadamı, sanatçısı, başka kesimler var. Zarar çıktı ortaya. Ama iyi ki bu çıktı. Bunun sonu hayır olacak dedi.
BU CEMAAT DEĞİL, ÖRGÜT
Bu cemaat değil, örgüttür. Cemaat hayır işi yapar. Yurtta öğrencileri paralarını alıp eve alacaksınız, gece kaldırıp başbakana bakanlara beddua ettireceksiniz. Karşı çıkanları da kapıya koyacaksınız bu mu cemaat, bu densizliktir
YURTLARINDA İKNA ODALARI VAR
Eski Türkiye yok, yeni bir Türkiye var, Yeni Türkiye'de vatandaş kendi kararlarına saygı duyulmasını istiyor. Ben bunlara da siyasi parti kurun dedim, artık imamlıkla alakası yok. Her şey ortada. Ben imam hatip mezunuyum, bir şeyler biliyorum. Pensilvanya kadar olmasam da, meleklerle ilgili öyle bir benzetme yapılıyor ki, dizilerinde öyle şeyler yapıyorlar ki insanları adeta şirke götüren tabloyu kendi televizyonlarında oynatıyorlar. Bunların vatandaşımızı ciddi anlamda rahatsız ettiğini biliyorum.
AKP'NİN OY ORANI
"Partimiz şu anda 45-50 aralığında bir yeri koruyor. 4 tane araştırma şirketi ile çalışıyoruz. Yerel seçim için böyle bir oy çok çok ideal bir oy. Yerel seçimde sonucu adaylar da belirliyor"
"İZMİR'DE DURUM KAFA KAFAYA"
"16 büyükşehri 30 büyükşehre çıkardık. Bu 30 büyükşehir oy toplamı yüzde 75'e karşı gelecek. Burada dağılım çok önemli. AK Parti ne alacak, diğerleri ne alacak. İstanbul, Ankara rahatız; İzmir'de Binali Bey başa baş oynuyor. İzmir'de Binali Bey'in kazanacağına inanıyorum. Binali Bey yerelde projeleri ile konuşuyor. CHP'li belediye başkanının hala İzmir'e yaptığı bir şey yok. Hala ilkel depolama yapıyorsa, o kişinin İzmirliye verecek bir şey yoktur. Kentsel dönüşüm değişim nedir hâlâ öğrenememiş"
ÜÇ DÖNEM KURALI DEĞİŞECEK Mİ ?
"Türkiye'de liderler başında olduğu parti birinci olamıyorsa yerini bırakmalıdır. Bunun yakalanması lazımdır. Üç dönemle ilgili konuda biz faniyiz. Faniler bakiler üzerinde söz sahibi olamaz. Biz partiyi kurarken bu teklifi yaptık. Üç dönem görev yapan bir dönem ara versin dedik. Bu yaşı ile de alakalıdır. Bu taze hücrelerin partilerde yer bulmasına imkan verir. İki dönem görev yapanların yerine genç dinamik kadrolar geldi. gençlik ve kadın kollarımız bizi bu konuda sürekli zorluyor. Kadın noktasında hassasiyetimizi koruyoruz. Bu seçimde kadın adaylarımızdan başarı bekliyoruz. Fatma Hanımla birlikte de Türkiye'de ilk defa bir büyükşehirde bayan belediye başkanımız olacak...Benim hafıza kaydımın içinde birinci derecede 30 Mart var. 30 Mart'ı görmemiz lazım. Onu gördükten sonra oturup konuşacağız. Ondan sonra nihai kararımızı veririz. 30 Mart benim için çok çok önemli. 30 Mart'tan sonra da adımlarımızı atarız"
ABDULLAH GÜL'LE İLİŞKİSİ
"Benim Cumhurbaşkanı ile sıkıntı olacak şeye kolay kolay fırsat vermem. Bunun özlemi içinde olanlar var. Biz haftada birkaç kez görüşüyoruz. Görüşmemiz gerektiği an da görüşme imkanımız var "
TAHLİYELER
"İnsanların haksız yere içeride 5 yıl 10 yıl kalması kabul edilemez. Burada yargı sorumludur. Yargı 5 yıl içinde kararını vermeli ve gerekçesini açıklamalı. Kişiyi 5 yıl yatırdınız, sonra beraat etti, bunun bedelini nasıl ödeyeceksiniz. Bu zulüm değil mi? Bizim cezaevlerinde 10 yıl dahi bu şekilde yatan insanlarımız var. Bununla ilgili düzenlemeyi bu yüzden getirdik. Bu ülkede bireysel başvuru hakkını da biz getirdik. Bireysel başvurudan dolayı dışarı çıkanlardan teşekkür duymadık. CHP, MHP, BDP buna karşı çıktı. Referandum ile bunu çıkardık. Bireysel başvuru ile Sayın Başbuğ çıkmış oldu. Benzer olaylar da olabilir. Bu beraat anlamına da gelmiyor. Bu kişiler tutuksuz olarak yargılanma sürecindeler. Benim İlker Paşa ile ilgili düşüncem tutuksuz yargılanma yerine, Yüce Divan'da yargılanmasını savundum. Sayın Cumhurbaşkanının da böyle bir görüşü var. Bana göre bu gecikmiş bir adalettir ama gecikmiş adalet adelet değildir. 7 ay gerekçeli kararı yazmıyor. Anayasa Mahkemesi buna atıfta bulundu. 7 ay kararı yazmamak da bir paralel yapı durumudur"
"Devletin kurumları içinde intikam timleri oluşturdular. İçerde bu denli yatanlar veya yatırılanlar hep bunun neticesinde oldu. İçerde günahsız olarak yatanlar olmuştur. Bir savcı bir hakim bu kararları verirken biz niye bekliyoruz demeli. Bu insanlar sıradan insan değil. Bunlar ülkede kuvvet komutanlığı muvazzaf komutanlık yapmışlar, neden bekletiliyor. Ama birileri beklesinler demiş, çünkü onların hayatlarında buralarda yatmanın ne anlama geldiğini bilmiyorlar...Başbuğ ve eşini aradım görüştüm. Bir ara dertleşiriz diye konuştuk."
İSRAİL'LE İLİŞKİLER
"Türkiye ile İsrail arasındaki sorunda özür de adım atıldı, tazminat konusunda bir yere geliniyor. Bu konuda şehitler ve gazilerimizin yakınlarının tavırları bizim için çok önemlidir. Bunun yanında bir diğer konu da ablukanın kaldırılması da önemlidir. Bu konuda olumlu gelişme var, bizim için her türlü gıda ve sağlık malzemelerinin girip çıkmasında adımlar atıldı. Tazminatta şu anda şehit ve gazilerimizin yakınları ile çalışmalar yürütülüyor. Bunu çözdüğümüz anda normalleşmenin adımları atabiliriz. Seçimden sonra konunun takipçisi olacağız"
ÇÖZÜM SÜRECİ
"Çözüm sürecine ilişkin bizim adımımızda gerileme olması söz konusu değildir. Bu konuda kararlılığımız sürecektir. Geçen 21 Mart'tan bugüne ciddi bir vaka yaşamadık. 21 Mart Nevruzu bir bahar bayramı içinde atlatacağız. Bunu da diğer partilerle birlikte gerçekleştirelim istiyoruz. Ama seçim sonrasında nasıl bir tablo çıkar onu da kestirmek zor. Atacağımız adımla beraberde istikametimiz belli. İnşallah meclis kapanmadan gerekli çalışmaları tamamlar yasaları çıkarırız"/İHA

HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.