
HDP: İsrail saldırganlığını bir üst aşamaya taşıyor
HDP, İsrailin Mescid-i Aksayı Filistinlilere kapatma girişimine ilişkin yaptığı açıklamada, AKP Hükümetinin yaşananları Yahudiler ve Müslümanlar arasında bir dinsel çatışma olarak ele alan tutumu, halklarımızı yanlış yönlendiriyor.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs tarafından yapılan yazılı açıklamada, Filistinin bağımsız devlet hakkını inkar eden ve birleşik Küdüsü başkent yapma amacıyla, Doğu Kudüsü ihlak etme planını 20 yıldır sürdüren İsrailin Filistin halkının en önemli inanç merkezi olan Mescid-İ Aksayı askerlerle basarak bu saldırganlığını bir üst aşamaya taşıdığını belirtti.
İsrail yönetiminin Mescid-i Aksayı Filistinlilere kapatmak istediğini vurgulayan HDP, bunun Kudüsten Filistinlileri kovma planının bir parçası olduğunu vurguladı. Siyonist yayılma ve ihlak planlarının unsuru olduğunu kaydeden HDP, Kudüs Filistinlileri, günlük olarak kültürel soykırım ve etnik temizlikle yüz yüzedir. Evlerine ve topraklarına el konuluyor, evleri yıkılıyor, sürekli yeni İsrail yerleşimleri inşa ediliyor, Kudüs kimliklerine el konuluyor, Arap mahallelerine yüzlerce kamera yerleştiriliyor. Batı Şeria ve Gazzedeki Filistinliler ise Kudüse alınmıyor.
Kudüs Filistinlileri için günlük yaşam, büyük bir direnişle sürdürülebiliyor. Filistin halkı Kudüste kalabilmek için, yıllardır çok zorlu bir mücadele yürütüyor. Kudüste Filistin halkının en önemli inanç merkezinin yasaklanması, yeni bir intifadaya davet çıkarmak demektir. İkinci İntifadanın da Ariel Şaronun Mescid-i Aksaya girmek istemesi üzerine patlak verdiği unutulmamalıdır dedi.
Gazze ve Batı Şeria arasındaki ayrışmanın aşılması ve seçimlerle yeni bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasının, Filistinin Birleşmiş Milletlere fiili üye olmasının, İsveç tarafından tanınması ve Fransa gibi kimi devletlerin de tanımayı gündeme almasının İsraili paniklettiği ve saldırganlaştırdığını vurgulayan HDP açıklamasında şunları belirtti: Doğu Kudüsü de içeren, 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin uluslararası toplum tarafından giderek meşru bir gerçek olarak tanınması, Kudüsü başkent olarak gören İsrailin özellikle Doğu Kudüse yönelik baskılarını tırmandırıyor.
AKP Hükümetinin yaşananları Yahudiler ve Müslümanlar arasında bir dinsel çatışma olarak ele alan tutumu, halklarımızı yanlış yönlendiriyor. Kudüste yaşanan, işgal altında etnik temizliğe ve kültürel soykırıma direnen bir halkın özgürlük ve kurtuluş mücadelesidir. Kudüsün Filistinli kimliğini savunma direnişidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlunun açıklamaları işin bu özüne hiç değinmiyor. Diğer yandan İsrail Devleti de yaşananı bir dinsel çatışma olarak sunmaya özel gayret sarf ediyor.
Filistin halkının haklı mücadelesinin ve bağımsız devlet hakkının yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. İsraili zorla sürgün, inanç merkezlerine saldırı gibi ortaçağdan kalma yöntemlerden uzak durmaya ve Doğu Kudüsü ilhak planlarından vazgeçmeye çağırıyoruz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.