
Kulp davası 3 Şubata ertelendi
Diyarbakırın Kulp ilçesinde 11 sivilin gözaltında kaybedilmesiyle ilgili dava 3 Şubat 2014e ertelendi.
Diyarbakırın Kulp ilçesi Alaca köyünde kaybolan 11 köylünün öldürülmesine ilişkin açılan davanın duruşması bugün görüldü. Mahkeme heyeti, dönemin Kulp İlçe Jandarma Komutanı, Hanak Jandarma Komutanı, Muş Garnizon Komutanı ile Muş Valisinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti için Jandarma Genel Komutanlığı ile İçişleri Bakanlığına müzekkere yazılmasına karar verdi.
Mahkeme Kulp davasının bir sonraki duruşmasını 3 Şubat 2015 tarihine erteledi.
Ne olmuştu?
8 Ekim -25 Ekim 1993 arasında Kulp ilçesinin dağınık mezralardan oluşan (Gurnik, Mezire, Pireş, Kepir ve Şuşan) Alaca köyü ve Muşa bağlı Kayalısü köyünün (Licik mezrası) civarında, General Yavuz Ertürk Komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda köy ve mezralarından toplanarak gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı.
Kaybedilenlerin isimleri şöyle: Mehmet Salih Akdeniz, Celil Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş (16 yaşında).
AİHM kararı
Gözaltında kaybedilenlerin aileleri 1993te ilgili savcılıklara başvurmuşlarsa da bir sonuç alamadılar ve 1994te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdular.
AİHM 31 Mayıs 2001de davayı sonlandırarak Türkiyeyi, 11 kayıp kişinin ölümünden sorumlu olduğu ve etkili bir soruşturma yürütmediği için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. Maddesinin, 3. Maddesinin ve 5(1). Maddesini ihlalden mahkum etti.
Meclis komisyonu
Kulptaki 11 köylünün katledilmesi olayını 2004 yılında araştıran Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, olayın Tuğgeneral Yavuz Ertürk komutasındaki operasyon sırasında gerçekleştiğinin anlaşıldığını belirtti.
Toplu mezar bulundu
Olaydan 10 yıl sonra, 2 Kasım 2003te bir çobanın Alaca Köyüne 500-600 metre mesafedeki bir dere yatağında toprak yüzeyine çıkan bazı kemik ve bez parçalarını bulması ve İHD Diyarbakır şubesine başvurması sonucunda Kulp Cumhuriyet Savcısı ile kemikler toplandı, bulunan kemiklerin kime ait olduğunun belirlenmesi için bazı aileler doku örneği verdi ve Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince gönderilen 30 Aralık 2005 tarih ve 915-61097 sayılı raporda, olay yerinde bulunan kemiklerin en az dokuz kişiye ait olduğu ve bunlardan ikisinin Mizbah Akdenizin babası Mehmet Salih Akdeniz ile Ahmet Tutuşun babası Behçet Tutuşa yüzde 99,99 oranında ait olabileceği tespit edildi.
Bunun üzerine açılan soruşturmada Savcılık görevsizlik kararı verdi ve dosyayı, Suç tarihinde Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığında görevli asker şahısların işlediği askeri suçlarıyla ilgili soruşturma yapmak görev ve yetkisinin askeri savcılığa ait olduğu gerekçesiyle, askeri savcılığa gönderdi.
Zamanaşımı durduruldu
Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığında bulunan ve herhangi bir işlem yapılmayan dosyaya ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının yürüttüğü ayrı bir soruşturmada, dönemin Bolu Dağ Komando Tugayı Komutanı Yavuz Ertürkün 7 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadesinin alınmasının ardından Soruşturma Savcısı, Yavuz Ertürk hakkında yakalama kararı çıkartarak zaman aşımı süresini durdurdu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından hazırlanan 19 sayfalık iddianame, 2013 yılı Ekim ayında Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istendi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada sanık eski Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürkün güvenlik gerekçesiyle yargılamanın başka ilde görülmesi yönündeki talebini değerlendirerek davanın Ankarada görülmesini kararlaştırdı.
Suçlamaları reddetti
7 Temmuzda görülen duruşmaya sanık Yavuz Ertürk katıldı. Ertürk, görevini kanunlara ve Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığının ve dolayısıyla OHAL valiliğinin emirlerine göre yaptığını söyledi, suçlamaları reddetti: 1993 yılı Ekim ayında Şenyayla bölgesi diye nitelendirilen ve terör örgütünün eğitim ve örgüte personel ve erzak temin etmek amacıyla kullandığı yayla bölgesinde OHAL valiliğinin verdiği operasyon emri gereğince tugayımla operasyon icra ettim.
Davanın 21 Ekim 2014 tarihinde görülen duruşmasında sanık Ertürk Ben o vatansever Mehmetçiklere sadece görevlerini yapmaları konusunda komutanlık yaptım demişti./İMC
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.