Seçimin kaderini belirleyecek 16 il

Seçimin kaderini belirleyecek 16 il

30 Mart 2014 seçimleri Kuzey Kürdistan ve Türkiye halklarının demokratik siyasal mücadelesini “özyönetimle” taçlandırmak için tarihi önemde bir fırsattır.

A+A-

30 Mart 2014 seçimleri Kuzey Kürdistan ve Türkiye halklarının demokratik siyasal mücadelesini “özyönetimle” taçlandırmak için tarihi önemde bir fırsattır.

Sürecin karakterinden dolayı seçimin matematiği siyasal ve toplumsal yaşamı doğrudan etkileyecektir.

Seçimin sayısal sonuçları için bir öngörüde bulunmak gerekirse bugüne kadarki tüm seçimleri aşan, yüzde onlara varan bir başarıyı yakalamamak için hiçbir sebep bulunmuyor.

Kazanılacak belediye sayısını ise yeni belediye kanunlarıyla değişen belediye sayılarını göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir. Türkiye idari sisteminde 1950 belediye varken yeni yasayla 2014 yılında bu sayı 1425’e düşecektir.

Buna göre şu an halkımızın yönettiği 22 belediye düşürülmüş durumdadır. Buralar mahalleye dönüştürülmüş, fakat yine halkımızın kazanacağı belediye sınırlarında kaldıkları için kayıp değildir, sadece toplam sonucu sayısal olarak azaltmada bir etkisi olabilir.

Buna rağmen önceki seçim sonuçlarını ikiye katlamak mümkündür. Siyasal ve toplumsal düzey kesinlikle bu sonuca ulaşılmasına imkân vermektedir. Hedef, Kürdistan’ın tüm illeri ve ilçelerinde AKP hükümranlığına son vermek, siyasal olarak sömürgeciliği söküp atmaktır. Kürt sorununun çözümü de bu seçimlerde gösterilecek başarıya bağlıdır.

16 ŞEHRİN DURUMU

2014 seçimlerinin başarısını bugüne kadar kazanılmamış olan kentlerin ortaya koyacağı tavır belirleyecektir. Nasıl ki batıda İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Bursa, Konya, Kayseri gibi kentler başarıda temel ölçütse, Kürdistan’da da henüz kazanılmamış olan kentler aynı derecede temel ölçüt durumuna gelmiştir. 2009’da Iğdır’ı kazanmanın psikolojik ve siyasal etkilerinin ne denli büyük olduğu ve iktidar çevrelerini ne denli zorladığı bilinmektedir. Bugün örneğin Urfa’yı kazanmak İstanbul’u kazanmakla eşdeğerdedir.

Var olanı korumak başarı ölçütü sayılamaz. Mevcutların yanında birçok ilçe ve beldenin kazanılacağı kesindir. Yerel yönetim anlayışı gereği her ilçe ve beldenin iller kadar önemi vardır. Seçimi kazanmakla birlikte pratikte tek bir beldede gösterilecek başarı, orada ortaya çıkarılacak model, tüm dünyaya örnek olma potansiyeline sahiptir. Fakat genel siyasal tabloyu en çok etkileyecek husus yeni büyükşehirlerin ve illerin kazanılması olacaktır.

Urfa, Mardin, Bingöl, Muş, Bitlis, Ağrı, Kars, Ardahan, Erzincan, Sivas, Antep, Maraş, Malatya, Elazığ, Erzurum ve Adıyaman’dan oluşan 16 il, Kürdistan halklarının kendi iradeleriyle yerel yönetimlerini kurabilecekleri ama AKP’nin türlü hilelerle, aldatmalarla ve işbirlikçi kesimler eliyle gasp ettiği illerdir.

URFA’YI KAZANMAK İSTANBUL’U KAZANMAYA EŞDEĞERDİR

Urfa’da kazanmak artık sürpriz değildir. AKP, valisini belediye başkanlığına aday yapmıştır. Urfa halkı AKP valisine karşı haklı olarak tepki içindedir. Peygamberler kenti ve halklar mozaiği olan Urfa’ya devleti ve AKP’yi temsil eden bir valinin verebileceği bir şey yoktur. Üstelik yanı başındaki Rojava devrimini boğmaya çalışan bir hükümet söz konusudur. Uyanan bilinç, umudu artırmıştır. Fakat Urfa’nın matematiği ittifakların yaygın ve sağlam olmasına bağlıdır. Farklı etnik, inanç veya siyasi düşünce temelindeki kimliklerin buluşmasını sağlamak Urfa’ya kazandırabilir.

MARDİN’DE HEDEF 11’DE 11

Mardin merkezde Arap halkıyla Kürt halkı arasına nifak sokarak kendini iktidarda tutmaya çalışan AKP burada da kaybetmeye mahkûmdur. Mardin’in zaferi Süryani, Arap, Kürt halklarının ve kültürlerin zaferi olacaktır. AKP ilçe ve köylerin oluşturduğu yeni dengeyi aşamaz. Mardin bu seçimde AKP’nin elinden çıkacaktır. AKP oyları bölmeye çalışacak, kimi aile, aşiret ve iş çevrelerine dayanmak isteyecektir. Barıştan, demokrasiden, kimlikli, onurlu yaşamdan yana olanlar bu oyların bölünmez olduğunu, satılık olmadığını göstermelidir. Önemli olan, bütünlüğü korumak ve tüm ilçeleri kazanmaktır. Nasıl ki Van için 14’te 14 deniliyorsa Mardin için de 11’de 11 başarıyla bütünlük sağlanabilir.

BİNGÖL ÖZGÜR YAŞAMIN İNŞASINDA ÖNCÜ BİR İL OLACAK

Bingöl gösterdiği adaylarla seçimini şimdiden kazanmıştır denilebilir. AKP belediyesindeki yolsuzluklar ayyuka çıkmış ve halka hiçbir hizmet götürülmemişken Bingöl halkında uyanan büyük tepki fiziki saldırılara varan tehditlerle ve AKP Bingöl vekiline bakanlık verilmesi tarzındaki göz boyama taktikleriyle bastırılmak istenmiş ama hiçbir girişimleri sonucu değiştirmemiştir. Bakan ailesi ve çevresinden bile birçok kişi Bingöl’ün AKP elinde olmasına razı değildir. Daha da önemlisi Bingöl, tarihsel direnişçi karakteriyle bilinçlenmenin en yüksek düzeyde seyrettiği dönemini yaşamaktadır. Sadece belediyeyi kazanmakla yetinmeyecek özgür kimliğiyle özgür yaşamını inşa etmede öncü bir il olacaktır.

MUŞ BÜYÜK FARKLA KAZANMALI

Muş geçen seçimde kazanmayı hak etmiş olan adayını yeniden aday göstererek en doğrusunu yapmıştır. Üstelik bu kez eşbaşkanlık sistemi sayesinde bu güç ikiye katlanmıştır. Muş halkının seçimi kazanmak temelinde birleşmesi umudu artırmıştır. Geçen seçimde ortaya çıkan 3700 civarındaki oy farkını kapatmak bir yana Muş halkı bu kez büyük bir farkla öne geçmeyi başaracaktır.

BİTLİS İÇİN TARİHİ SEÇİM

Bitlis iki dönemdir genel seçimlerde gösterdiği başarıyı yerel seçimde katlama yönünde sürekli yükseliş göstermektedir. Geçen seçimdeki oy farkı 1300’ün altındadır. AKP belediyesinden AKP’ye oy verenler bile çok ciddi düzeyde rahatsızdır. Kentte belediyecilik değil kapitalist sömürü ilişkileri geliştirilmek istenmektedir. Üstelik sadece belli bazı aileler palazlandırılmaktadır. Bitlis halkı geleneksel kültürü ve ahlakıyla çürümenin, yozlaşmanın adı olan kapitalizme geçit vermeyecektir. Bu anlamda Bitlis’in kendi öz yönetim gücüne kavuşmasının tarihi önem taşıdığı belirtilebilir.

AĞRI’DA YENİDEN HİLEYE BAŞVURULMASI İSYANA DAVET OLUR

Ağrı belediyesi, kazanıldığı halde son anda yapılan hilelerle el konulduğunda halkın gösterdiği tepkilerle gündeme gelmişti. Bu kez kazanmayı garantileyecek tedbirleri almak kadar hilelere karşı sadece protestoyla değil kesinlikle belediyeyi gaspçı yönetime bırakmama gibi bir kararlılığa sahiptir. Ağrı’da hileyle kazanmaya kalkmanın karşılığı isyana davettir! Demokratik bir yarışta ise Ağrı halkının kazanma yönünde kaygısı yoktur.

KARS BAŞARIYA YAKINDIR

Kars genel seçimde sağladığı başarı ardından yerel seçimde de hak ettiği başarıyı ve sevinci yaşamak için gösterdiği çabayla sonuç almaya yakın duran kentlerden biridir. Kürt, Terekeme, Azeri, Türkmen halkların ve farklı inançların yaşadığı Kars kenti bir kültürler mozaiği olarak öne çıkmalıyken devletçi ve rantçı partilerin politikaları her toplumsal kesimin kendi içine kapanmasına yol açmış, Kürtler ise sürekli bölünmeye tabi tutulmuştur. AKP, MHP ve CHP Kars halkı için bir yenilik değil sürekli kan kaybı ve yenilgi anlamına gelmektedir. Kars halkı zengin kültürel varlığını sınırsız canlandırabilecek ve bu özgün kimliğini özgürce yaşayacak, bunu da ekonomisine yansıtacak bir seçim dönemine girmiştir.

BÜYÜK UYANIŞ SEÇİME YANSITILMALIDIR

Ardahan, Erzincan, Sivas, Antep, Maraş, Malatya, Elazığ, Erzurum ve Adıyaman ve ise hem ilçelerde yaşadıkları yükselişi merkeze yansıtmak, hem de bu seçimi büyük bir örgütlenme seferberliğine dönüştürerek derin yurtseverlik kimliklerini açığa çıkarmakla karşı karşıyadır. Bu illerin tümünde ciddi bir uyanış söz konusudur; artık ihmali ve ilgisizliği kabul etmemektedirler. Başarı düzeyinin sadece ilçelerle sınırlı kalmaması ve gerçek halk iradesinin açığa çıkması için yoğun bir çalışma gerekiyor. Bunun için her zamankinden daha büyük bir halk ilgisi, moral, motivasyon vardır.

Reel siyasetin konuşacağı husus kaç tane yeni ilin kazanıldığı olacaktır. Fakat sadece 16 ilde değil HDP çalışmasıyla Türkiye’nin her bölgesinde yeni yerler kazanmak mümkündür. Yerel seçimlerden sonra asıl yükselişi ise BDP-HDP birleşmesinden beklenecektir. Birleşmeyi ve öz güvenle Türkiyelileşmeyi sağlayacak sonuçlar ise yerel seçimde bu 16 ilde alınacak sonuçlar belirleyecektir.

16 ilin kazanılması demek Türkiyelileşme yolunda en sağlam köprülerin kurulması ve Türkiye’deki rejim ve demokrasi krizinin aşılması demektir. Yerelde sağlanacak demokratik birlik ve bütünlük ülke genelinde demokrasinin zaferi olacaktır. Dolayısıyla bu 16 il sadece seçimin değil tüm Türkiye’nin kaderini belirler hale gelmiştir.

Erdoğan’ın ilk resmi seçim mitingini Sivas’ta yapması da tesadüfî değildir. Tarihi geçmişi vardır, Kurtuluş savaşının başlatıldığı hattır. AKP hegemonyasına karşı bu hattı Kuvai demokrasi ruhuyla kazanmak esas alınabilir. Bu nedenle demokrasi güçlerinin seçim çalışmasında 16 ili stratejik önemde ele alması ve güçlerini bu alanlarda yoğunlaştırması tarihi bir görev durumundadır. Bununla birlikte elde olanların oy oranını en üst düzeye çıkararak yeniden kazanılması tabiî ki başarılmak durumundadır. Ancak böylesi bir sonuç, soykırım kıskacını parçalayıp özyönetim sisteminin inşasının önünü açabilir.

ŞİYAR AMED ANF

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.