
Son 3 ayda 80 kişiye 'Erdoğan'a hakaret' suçlaması
3 ayda hakkında işlem yapılan 80 kişilik listenin ilk sırasında ÖDP ve Birleşik Haziran Hareketi üyeleri ile gazeteciler yer alıyor.
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığında henüz bir yılını doldurmadan, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülen TCYnin 299. maddesi gerekçe gösterilerek açılan soruşturmalarda artış yaşandı.
37 kişi 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla gözaltına alındı ya da ifadeye çağrıldı. 5 kişi tutuklandı, 3ü itiraz üzerine serbest bırakıldı, bazıları hakkında da denetimli serbestlik kararı verildi. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Birgün Gazetesi Yazıişleri Müdürü Barış İnce ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkında da aynı suçlamayla işlem yapıldı.
Avukat Benan Molu, akademisyen Dağhan Irakla birlikte TCY 299. maddeden yapılan işlemlerle ilgili bir liste hazırladı.
Molu, Bizim saptadığımız 80i geçti. Büyük çoğunluğu ÖDP üzerinden BHHye yönelik baskılar. İkinci sırada, gazeteciler hakkında açılan soruşturmalar geliyor. Gazetecilerin ortak noktası; 17-25 Aralık süreciyle ilgili haber, röportaj yapmış olmak. Oysa AİHM kararlarında yaptıkları haberlerden ötürü haklarında dava açılması insanların haber alma özgürlüklerine saldırı olarak görülüyor dedi. Molu, hakaret suçlamalarına dayanak gösterilen Katil, hırsız Erdoğan sloganlarıyla ilgili olarak da Bu sözler, ifade özgürlüğü alanı içerisindedir. AİHMnin Sarkozy kararı var. Protestoculardan biri defol git pezevenk diyor, bu ifade eleştiri sınırlarında kabul edildi. Erbil Tuşalp kararı daha da çarpıcı dedi.
Türey Köse ve Aynur Ganiler'in Gerçek Gündem'de yayımladıkları habere göre, AİHM 2012 yılında verdiği kararda, Başbakan Erdoğanla ilgili yazdığı iki yazı nedeniyle tazminat cezasına çarptırılan gazeteci - yazar Erbil Tuşalpin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişti. Tuşalp, AİHMnin bu kararının ifade özgürlüğünün önündeki engelleri büyük ölçüde kaldıracağına inanmıştım. Ne yazık ki yıllardır AİHMnin bu kararını bile görmezden gelen keyfi uygulama içindeyiz dedi. Tuşalp sözlerini şöyle sürdürdü: Bağımsızlığı tartışılan yargı hakareti saptama konusunda özgür değil. Örneğin somut hareketle, hakaret sayma (addetme) arasındaki ayrımı gözetmeyen uygulama sürüyor. Sonuçta katile katil , hırsıza hırsız demenin önünde ciddi ve ancak bedel ödeyerek aşılabilecek engel oluşturuluyor.
Eski AİHM yargıcı, CHPli Rıza Türmen de hakaret davaları patlamasını sindirme kampanyası, toplumsal muhalefetin bastırılması için gözdağı olarak nitelendirdi. Türmen AKPnin desteği azaldıkça baskı, sindirme kampanyaları artıyor derken basınla ilgili bu kadar çok dava açılmasının da ifade özgürlüğüyle bağdaşmadığını vurguladı.
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, ise Tutuklamalar BHHye bir gözdağı, hukuk garabeti. Bizim için bu davalar hükümsüzdür dedi. Taş, şu değerlendirmeleri yaptı: Namusu ve şerefi üzerine yemin edip bu sözü hayata geçirmeyen, bağımsız olması gereken bir Cumhurbaşkanı her şeyi tepeden belirliyor, hukuk benim diyor. Böyle bir ülkede kimse Cumhurbaşkanına hakaret davası açamaz. Herkes kendi yerini bilecek, bu Cumhurbaşkanı olsa bile. En tepedeki şahıs hukuka uymazsa, Cumhurbaşkanı sıfatı bizim açımızdan geçersizdir. Hukuku çiğneyen, yeminine sadık kalmayan bir şahıs var. Bu kadar dava açılmasının sorumlusu Cumhurbaşkanlığı makamını bu hale getirenlerdir.
CHP İstanbul Milletvekilii Sezgin Tanrıkulu da Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle açılan davaları Meclis gündemine taşıdı.
Ampul Tayyip siyasi eleştiri
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğana hakaret ettikleri gerekçesiyle 4 çocuğun beraatına karar veren Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında, Ampul müştekinin suç tarihinde genel başkanı olduğu AKPnin amblemidir. Tüccar kelimesi de saygın bir mesleğin adıdır. Bu sözcüklerin söylenmesi hakaret suçunu oluşturmaz vurgusu yaptı.
Çanakkalede Gezi Parkı eylemleri sırasında sprey boyayla yere yazı yazdığı gerekçesiyle yargılanan 13 yaşındaki B.T.İye, duruşması sırasında destek veren ve Ampul Tayyip, Tüccar Tayyip sloganlarıyla dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğana hakaret etmekle suçlanan 4 çocuk, geçen günlerde hakim karşısına çıkmıştı. Yaşları 12-15 arasında değişen N.A, A.P, E.Ç. ve N.Pnin beraatini kararlaştıran Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Atılan sloganların hakaret içermediğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, şöyle denildi: Geçen hafta görülen dava ile ilgili olarak ampul müştekinin suç tarihinde genel başkanı olduğu AKPnin amblemidir. Tüccar kelimesi de saygın bir mesleğin adıdır. Bu sözcüklerin söylenmesi hakaret suçunu oluşturmaz. Kaldı ki özellikle ampul sözcüğü herhangi bir kişi için hakaret olarak kabul edilse bile, suç tarihinde Başbakan olan müştekiye söylenmesi siyasi eleştiri mahiyetinde kabul edilmelidir.
Kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesine de gönderme yapılarak hükümetlerin, bir vatandaş hatta bir politikacıdan bile daha ağır eleştirilebileceğine dikkat çekildi. Bu nedenle çocukların Erdoğan ve hükümete yönelik sözlerinin, hakaret değil siyasi eleştiri niteliği taşıdığı da belirtildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.