Türkiye’de en temel haklar baskı altında

Türkiye’de en temel haklar baskı altında

10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü vesilesiyle bir açıklama yayınlayan BDP, insan hak ve özgürlüklerini gasp etmenin bir hak haline getirildiği bir ülkede demokrasi yolunda asla ilerleyemeyeceğini belirtti.

A+A-

Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Av. Meral Danış Beştaş yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemizde ne yazık ki insan hak ve özgürlükleri açısından kara bir tablonun yaşandığı ortadadır. En temel insan hakları bu ülkede baskı altındadır” dedi.

Demokratik çözüm süreci ortamında bile en temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlal edildiği, gözaltı ve tutuklamaların bütün hızıyla devam ettiği, demokratik eylem ve etkinliklerin yasaklandığı, hasta tutsakların dahi serbest bırakılmadığı belirtilen açıklama şöyle devam etti: “Gençlik Meclisimizin düzenlediği kongre sonrası gençlere yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonları sürüyor. Bugüne değin onlarca genç gözaltına alınarak tutuklandı. Gençlerin demokratik siyasete katılımını bu tür hukuk dışı operasyonlarla engellemeye çalışıyorlar.

Tutuklama operasyonları devam ederken diğer yandan ise sivilleri hedef alan yargısız infaz operasyonları gerçekleştirilmektedir. Sivilleri hedef alan yargısız infaz Yüksekova’da iki yurttaşımız katledildi, ardından çeşitli yerlerde düzenlenen protesto gösterilerinde halka saldırıldı.”

Binlerce insanın fikirlerinden, demokratik siyaset yapmaktan, muhalif olmalarından dolayı cezaevinde tutulduğunu da hatırlatan Beştaş; ”Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, partimizin yönetici ve üyeleri, il genel meclisi üyeleri cezaevlerinde rehin tutularak, bir halkın siyasal katılımı engellenmeye çalışılmaktadır.

AKP iktidara geldiğinden beri, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı iki katını geçti” dedi.

Her gün yenileri eklenen kadın cinayetlerinin katlanarak devam ettiğini de vurgulayan Beştaş, Roboski’de 34 insan bu devletin savaş uçakları tarafından katledildiğini de kaydetti. Katliamın üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen, sorumluuların yagrı önüne çıkması bir yana, katliamın üstünün örtülmesi için tüm kurumların seferber edildiğini de vurguladı.

Gezi direnişine katıldıkları gerekçesiyle yüzlerce kişinin tutuklandığı, polis saldırısı sonucunda da 7 kişinin yaşamını yitirdiğini ifade eden Beştaş, “Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasında 106. sırada yer alıyor. Bugün cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci sayısı 63’tür.

İnsan hakları gününde insan hakları savunucuları ve adalet mücadelesi veren hukukçular cezaevindedir.

Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini en çok ihlal eden ülkeler sıralamasında rekorlarını hiçbir ülkeye kaptırmamaya devam ediyor” dedi.

Türkiye’de hala çocukların ana dillerinde eğitim almalarının önündeki engellerin ortadan kaldırılmadığı, bu konuda göstermelik işlerin yapıldığını da belirten Beştaş şöyle devam etti:

“Türkiye hala iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yeterli güveceler getirmemiş, her gün yenilerinin meydana geldiği emekçi ölümleri karşısında rant sahipleri servetlerine servet katarken, asgari ücretin açlık sınırının altında kalmaya devam ediyor.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunu açmayı bir reform gibi sunan bu hükümet, yıllarca haksız yere hapiste kalan yurttaşlarımızın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı uzun tutukluluk ile ilgili başvuruları ortadan kaldırdı ve bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun işlevsiz kılan bu komisyonla, ‘İhlali yaparız, sonra da tazminatı neyse öderiz’ denilmektedir.

Çok açık görülmektedir ki, AKP hükümeti, polisiyle, askeriyle, yargısıyla kendisine muhalif olan herkesi düşman olarak görmekte ve toplumsal muhalefeti her türlü baskıyla sindirmeye, susturmaya çalışmaktadır.

Devletin, hükümetin demokratik talepleri bastırma girişimleri karşısında demokrasiden, barıştan, özgürlükten ve emekten yana olan herkes ise meydanlarda direnmekte büyük bir mücadele yürütmektedir.”

Bu mücadelenin er geç kazanacağı, demokrasi ve özgürlüklerin hak ettiği noktaya geleceğine de dikkat çeken Beştaş ”Barış ve huzurun kalıcılaştığı, insan hak ve özgürlüklerinin korunup saygı duyulduğu bir ülke demokrasisinin öncelikli şartı; tüm halkların ve her kesimin en demokratik taleplerinin diyalog ve müzakere yoluyla karşılanması gerekliliğidir” dedi./ANF

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.