
'Yaşamını yitirdiği günlerde bahçedeki ağacı da kurudu'
TSK'nin hava bombardımanı sonucu 6 arkadaşı ile birlikte yaşamını yitiren Argeş Begir kod isimli Fırat Ünvercan'ın annesi Gülüzar Ünvercan, 'Heval' dediği oğlunun PKK'ye katılmadan önce bahçeye bir ağaç diktiğini, yaşamını yitirdiği günlerde ise bu ağacın
Bir diğer çocuğunun daha hava saldırısında yaşamını yitirdiğini dile getiren Ünvercan, "Barış diyoruz, ilk oğlumu barışın son şehidi olur diye şehit verdim. Onurlu bir barış için çocuklarım savaşarak şehit düştüler. Biz her şeye rağmen barış diyoruz" dedi.
Devletin bölgede sürdürdüğü politikalar nedeniyle HPG'ye katılan Argeş Begir kod isimli Fırat Ünvercan, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 2011 yılında TSK'nin hava saldırısı sonucu 6 arkadaşı ile birlikte yaşamını yitirdi. HPG saflarına katılmadan önce Van'ın Hacıbekir (Xaçort) Mahallesi'nde yaşayan, ailesi ve arkadaşları arasında Zilan olarak bilinen Ünvercan, 2010 yılında henüz 14 yaşında lise 2'nci sınıf öğrencisiyken, polis tarafından gördüğü baskılara dayanamayarak, HPG saflarına katılıyor. Bir yılı HPG saflarında geçen Ünvercan, 2011 yılında TSK'ya ait savaş uçaklarının hava bombardımanı sonucu yaşamını yitirdi. Uzun uğraşların ardından çocuklarının mezarının nerede olduğunu öğrenen Ünvercan ailesi, geçen haftalarda Fırat için taziye çadırı kurarak, taziyeleri kabul etti.
'Oğlum ile birbirimize Heval diye hitap ederdik'
Oğlu ile arkadaş gibi olduklarını dile getiren Ünvercan'ın annesi Gülüzar Ünvercan, bu yüzden oğlu Fırat ile birbirlerine "Heval" diye hitap ettiklerini anlattı. Fırat'ın evdeki bireyler ile arasının çok iyi olduğunu söyleyen anne Ünvercan, oğlu Fırat'ın ne yapsa kendisine haber verdiğini dile getirdi. Oğlu Fırat'ın bir gün eve gelmediğinden dolayı kendisini aradığını söyleyen anne Ünvercan, "Nerdesin Heval Zilan, neden eve gelmedin, dediğimde bana güldü ve 'Benim bir tek annem sen misin ki, benim yüzlerce binlerce annem var' dedi. O akşam eve gelmeyen Zilan'ı sabah kanepede uzandığını görünce üşümemesi için üstünü örttüm. Bana 'Ben bebek değilim üşümem' dedi. Ama o benim yüreğimde yeni doğmuş bir bebek gibiydi. Evlense bile o benim için her zaman bir bebek olurdu. Hevale Fırat okulda çok çalışkandı ve kötü olan hiçbir dersi yoktu. Ona herkes gibi ben de Zilan derdim. Zilan'a sen büyük biri olacaksın derdim" diyerek, oğlu Fırat ile arasındaki diyaloğu anlattı.
'Kürt gençleri özgürlüklerini Kürdistan dağlarında arıyor'
Kürt gençlerinin eğitim sistemi tarafından engellendiğini ifade eden anne Ünvercan, "Gençlerimizi her adımlarında takip ederek tutuklayarak yaşamlarını işkence ve ölümle sonlandırıyorlar. Bu yüzden Kürt gençleri ve çocuklarımız özgürlüklerini Kürdistan dağlarında arıyor. Bir gün Zilan'ın okuldaki veli toplantısına gittim. Okul içerisinde esrar ve bali kullanan öğrenciler gördüm. Ben de toplantı başlayana kadar bir sigara içeyim dedim. Ve onların yanında oturmak istedim. Zilan bana 'Anne onlar boş insanlar onların yanına oturma' dedi. Daha sonraki günlerden birin de akşam eve gelmeyince ben tedirgin oldum. Kardeşlerine gelmediğini söylediğimde kardeşleri 'Anne çocuk değil' dediler. Akşam geç vakitte kadar gelmeyince okuldaki uyuşturucu içenler tarafından başına bir şey getirildi diye endişelendim. Ve o zamandan sonra Zilan'dan bir daha haber alamadım. Meğerse soluğu Kürdistan dağlarında almış" dedi.
'Bahçeye her baktığımda oğlum Zilan aklıma geliyor'
Gitmeden önce oğlu Fırat'ın bahçede bir ağaç diktiğini söyleyen anne Ünvercan, "Zilan'ın şehit düştüğü günlerde bahçede ektiği ağaç da kurudu. Ama daha sonra Zilanımın ağacı tekrar yeşerdi. Şimdi bahçeye her baktığımda ve bahçeye geldiğimde oğlum Zilan aklıma gelir. Ben de Zilanımın ektiği şeftali ağacının yanında oturup, oğlum ile geçirdiğimiz güzel günleri hayal eder ve onun onurlu duruşu ile gururlanıyorum" diye konuştu.
'Bir oğlum dağa çıktığında bir oğlum askere gitti'
Oğlu Fırat'tan önce 2004 yılında bir diğer oğlu Mehmet Ali'nin HPG saflarına katıldıktan sonra 2006 yılında kardeşi Fırat gibi yapılan hava saldırısı sonucu yaşamını yitirdiğini söyleyen anne Ünvercan, "Barış diyoruz, ilk oğlumu barışın son şehidi olur diye şehit verdim. Onurlu bir barış için çocuklarım savaşarak, şehit düştüler. Biz her şeye rağmen barış diyoruz. Gerilla da asker de bu halkın evladı her iki taraftan da kimsenin ölmesini istemem. Benim bir oğlum dağa çıkarken öteki oğlum askere gitti. 35 yıldır kardeş kardeşin kanını döküyor. Şehit düşen çocuklarım sadece benim değil tüm duyarlı insanlarımızın ve Kürdistan'ın evladıdır. Herkes artık ellerini vicdanına koysun. Ve barış için çaba sarf etsin. Ama tek taraflı barış olmaz çift taraflı olmalı. Anneler çocuklarını polis ve asker katletsin diye dünyaya getirmedi. Onurlu kardeşçe bir yaşam için mücadele etmeliyiz. Herkesin kendi hakkını savunma hakkı vardır. Tüm asker annelerine sesleniyorum bizimle el ele versinler, dağlara çıkıp 'artık yeter' diyelim" diye belirtti.
'Türk devleti Zilanımın onurlu yaşamına engel oldu'
"Kürt gençleri kurbanlık koyun değil artık katledilemez" diyen anne Ünvercan, "Türk devleti Zilanımın onurlu yaşamına engel oldu. Zilan dağa çıkarken tutuklanmayı da ölmeyi de her şeyi göze alarak gitti. Kendi özgür iradesiyle hiçbir baskı altında kalmadan bu temiz yola baş koyarak gitti. Zilan gibi tüm Kürdistan'daki gerillalar benim evladımdır. Onların bastığı tüm toprağa ben kurban olurum. Başta Başkan Apo'nun, gerillanın ve şerefli onurlu Kürt halkının başı sağ olsun. Zilan sadece benim değil tüm Kürdistan'ın oğlu ve şehididir" dedi. DİHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.